1950’lerde ve 1960’larda giderek çoğalan sayıda evli kadın iş gücüne katılmaya başladı; fakat 1963’te, çalışan bir kadın aynı işi yapan bir erkeğinin kazancının ortalama sadece yüzde 63’ünü elde edebiliyordu. Aynı yıl yazar Betty Friedan Kadının Üstünlükleri adlı kitabını yayınladı. Anılan kitapta orta sınıfın davranış biçimlerinin çarpıcı bir dille eleştirilmesi, kadınların hoşnutsuzluklarını yoğun biçimde dile getirmelerine yardımcı oldu. Kadınların “bir koca bulmak ve çocuk yapmak” dışında kendilerini ifade edebilme yolları olmadığını iddia eden Friedan, okuyucularını, yeni roller ve sorumluluklar üstlenmeleri ve bireysel ve mesleksel kimlikleri erkeklerin egemenliğindeki bir toplum tarafından dışarıdan saptanacağı yerde onları kendilerinin araştırmaları için cesaretlendiriyordu.
1960’ların ve 1970’lerin kadın hakları hareketi, vatandaşlık hakları hareketinden esinlendi. Hareketin içindekiler temelde orta sınıftan geldikleri için, 1960’larda orta sınıf gençlerinin büyük bir kesimini etkileyen isyan ruhunu paylaşıyorlardı. Hareketin gelişmesine bağlanan bir başka öğe de, 1960’larda ortaya çıkan cinsel devrimdi; o devrimi de doğum kontrol haplarının geliştirilip pazarlanması ateşlemişti.
Reform yasaları da değişikliği teşvik etti. 1964 tarihli Vatandaşlık Hakları Yasası Taslağı’nın görüşülmesi sırasında muhafazakarlar, ırksal ayırımcılık kadar cinsiyete bağlı ayırımcılığın da yasa dışı sayılmasını sağlayacak bir değişiklik önererek taslağın tümüyle reddini sağlamaya çalıştılar. Önce değişiklik önerisi, sonra da yasa taslağının kendisi onaylandı ve kadınlar yasal haklarını elde etmek yolunda bir yasal araca sahip oldular.
Kadınlar durumlarını geliştirmek için kendileri de önlemler aldılar. 1966’da, aralarında Betty Friedan’ın da bulunduğu 28 meslek sahibi kadın, “Amerikan kadınlarının, Amerikan toplumunun temeline tümüyle şimdi katılmasını sağlamak amacıyla harekete geçmek için” Ulusal Kadınlar Örgütü’nü (National Organization of Women – NOW) kurdular. Bir yıl içinde örgüte 1.000 kadın katıldı; dört yıl sonra üye sayısı 15.000’e erişti. NOW ve benzeri örgütler, kadınların ellerindeki sınırlı fırsatları anlayıp onları çoğaltmaya ilişkin kararlılıklarını güçlendirmelerine yardımcı oldu.
Feminizm ya da kadınların haklarına ve çıkarlarına ilişkin örgütlü hareket 1970’lerin başlarında en yüksek noktasına erişti. Gazeteci Gloria Steinham ve birkaç başka kadın 1972’de Ms adlı yeni bir dergi yayınlamaya başladılar. Bir kadın sağlık örgütü tarafından yayınlanan Bedenlerimiz, Kendilerimiz adlı el kitabı 1971-1976 arasında 850.000 satış yaptı.
Bazı eylemciler Anayasa’ya bir Eşit Haklar Değişikliği eklenmesini için baskı yaptılar. Kongre tarafından 1972’de kabul edilen değişiklikte “Yasalarla verilen eşit haklar, Amerika Birleşik Devletleri ya da hiçbir Eyalet tarafından cinsiyet nedeniyle reddedilemez ya da kısıtlanamaz” denilmektedir. Bunu izleyen birkaç yıl içinde gerekli 38 eyaletten 35’i değişikliği onayladı. Mahkemeler de cinsel eşitliği desteklediler. Yüksek Mahkeme 1973’te Roe-Wade davasında, kadınların hamileliklerinin ilk aylarında kürtaj yaptırmaya hakları olduğunu onayladı; bu kadın hakları hareketinde kazanılan önemli bir zaferdi.
Bunlara karşın, 1970’lerin ortalarında ve sonlarında kadın hakları hareketi durakladı. Çekiciliğini orta sınıftan öteye yayamadı. Ilımlı ve radikal feministler arasında ayrılıklar ortaya çıktı. Muhafazakar muhalifler Eşit Haklar Değişikliği’ne karşı bir kampanya başlattılar ve Değişiklik gerekli 38 eyalet tarafından onaylanmadığı için 1982’de yok oldu.