Başkan Reagan’ın ülke içi programı, özel sektörün gücü rahat bırakılırsa ülke ekonomisinin gelişeceği yolundaki inancından kaynaklanıyordu. Bu inanç, mal ve hizmet arzı ne kadar artarsa ekonominin de o kadar hızlı büyüyeceğini ileri süren “arz yanlısı” ekonomiye dayanmaktaydı. Reagan, daha büyük tüketici harcamalarını, tasarrufları ve yatırımları teşvik etmek için büyük vergi kesintilerine gitti. Arz yanlısı ekonomistlerin ileri sürdüklerine göre, vergi kesintileri daha büyük yatırımlara, daha büyük kazanca ve bu kazançtan alınacak vergiler de daha yüksek hükümet gelirlerine yol açacaktı. Cumhuriyetçilerin Senato’da küçük bir çoğunluğa sahip bulunmalarına ve Temsilciler Meclisi’nin de Demokratların kontrolünde olmasına karşın Başkan Reagan ilk görev yılında ekonomik programının önemli kesimlerine ilişkin yasaların çıkarılmasını sağladı; bunlar arasında, bireysel vergilerin üç yıla yayılan bir sürede yüzde 25 azaltılması da vardı. Reagan yönetimi ayrıca, silahlı kuvvetlerin modernleştirilmesine ve Sovyetler Birliği’nden geldiğini düşündüğü sürekli ve giderek yoğunlaşan tehditlere karşı konulmasına yönelik harcamaların arttırılmasını istedi ve bunu başardı.
Reagan’ın başkanlığında geçen ilk yıllarda, ülkedeki hemen hemen tüm sektörleri etkileyen bir ekonomik gerileme görüldü. Gerçek gayrı safi milli hasıla (GNP) 1982’de yüzde 2,5 azaldı, işsizlik oranı yüzde 10’u aştı ve Amerika’daki fabrikaların yaklaşık üçte biri üretimi durdurdu. Ortabatı’da, General Electric ve International Harvester gibi belli başlı şirketler işçi çıkarmaya başladı. Petrol bunalımı da gerilemeye katkıda bulundu. A.B.D.’nin üretkenliği yavaşlayınca, Almanya ve Japonya gibi ekonomik rakipleri dünya ticaretinde daha büyük pay sahibi oldular. Amerika’da yabancı kaynaklı mal tüketimi büyük bir hızla arttı.
Çiftçiler de zor günler yaşadılar. Üretim daha az kişinin elinde toplandıkça çiftçi sayısı azaldı. Amerikan çiftçileri 1970’lerde Hindistan’a, Çin’e, Sovyetler Birliği’ne ve ürün sıkıntısı çeken diğer ülkelere yardım etmişler ve yeni arazi almak ve üretimi attırmak için büyük ölçüde borçlanmışlardı. Bundan bir süre sonra, petrol fiyatlarındaki yükseliş çiftlik giderlerini arttırdı ve 1980’de ortaya çıkan dünya çapındaki ekonomik bunalım tarım ürünlerine olan talebi daralttı. Çiftçiler geçimlerini sağlayabilmekte büyük zorluklarla karşılaştılar.
Buna karşın,1982’deki büyük gerilemeye petrol fiyatlarının düşmesi de eklenince büyük bir yarar elde edildi ve Carter döneminde başlamış olan aşırı enflasyon durduruldu.1983 sonlarında ekonominin belirli kesimlerinde koşullar düzeldi; 1984 başlarında ekonomi yeniden canlandı ve Amerika Birleşik Devletleri İkinci Dünya Savaşı’ndan beri yaşanmış olan en uzun süreli ekonomik büyüme dönemlerinden birine girdi. Japonya, Birleşik Devletlar’e yönelik otomobil ihracatına gönüllü olarak kota koymayı kabul etti. Federal vergi kesintileri sonucu tüketici harcamaları çoğaldı. İyimser bir satın alma dalgası yakalayan menkul kıymetler borsasında fiyatlar yükseldi. GNP yılda yüzde 4,2 oranında yükselmeye başladı. 1983-1987 yılları arasında yüzde 3-5 oranında gerçekleşen enflasyon 1986’da uzun yıllardır ilk kez yüzde 2’nin biraz altına düştü. Ülkede gayrı safi milli hasıla 1980’lerde büyük ölçüde arttı; 1982-1987 yılları arasında A.B.D. ekonomisinde 13 milyondan fazla kişiye yeni iş yaratıldı.
Buna karşın bahis konusu büyüme, korkutucu bir oranda karşılıksız harcamalardan kaynaklanıyordu. Reagan döneminde ulusal borç yaklaşık üç katına çıktı. Ayrıca, ulusal gönençteki yükselişin hemen hemen tümü en yüksek gelir kesiminde oldu. Ekonomideki az ve yarı nitelikli işçilere yönelik istihdam olanakları ortadan kalkınca, yoksul ve orta sınıfa mensup ailelerin konumu kötüleşti ya da toplumun geri kalan kesimlerine ayak uyduramaz duruma düştüler.
Vergileri düşürme sözünü yerine getirmekte kararlı olan Reagan, ikinci görev döneminde, 75 yıldır görülen en yaygın federal vergi reformunu gerçekleştirdi. Demokratlar kadar Cumhuriyetçilerin de geniş desteğine sahip olan bu önleme uygun olarak gelir vergisi oranları düşürüldü, vergi dilimlerinin saptanması basitleştirildi, yasal boşluklar dolduruldu ve böylelikle düşük gelirli Amerikalıların daha eşit işlem görmeleri yolunda önemli bir adım atıldı. Yine de ciddi sorunlar giderilemedi. Ekonomi düzeldiyse de, sürekli yoksulluk çekenler bundan yararlanamadılar. Çiftçilerin sıkıntıları sürdü ve 1986 ve 1988’de yaşanan ciddi kuraklıklar onların çektiklerini daha da arttırdı.
Savunma bütçesindeki yükselme, vergi kesintileri ve hükümetin sağlık yardımlarındaki artışlarla birleşince, federal hükümetin her yıl elde ettiği gelirden fazlasını harcaması sonucu doğdu. Bazı uzmanların iddiasına göre, Demokratların istediği gibi halka yönelik daha fazla harcama yapılmasını önlemek için yönetim tarafından yürütülen stratejinin bir parçası olarak bu açıklara da göz yumuluyordu.Buna karşın, Kongre’deki Demokratlar da Cumhuriyetçiler de anılan harcamaların azaltılmasını kabul etmediler. 1980’de 74 milyar dolar olan açık 1986’da 221 milyara yükseldi, 1987’de ise 150 milyara düştü. 1987’de menkul kıymetler borsasında karşılaşılan çöküntü, ekonomideki istikrara yönelik endişeleri arttırdı.