Ahilikte sütçülerin ve dülgerler / marangozların piri olarak kabul edilir. MÖ XVII. ve XX. yüzyıl arasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Kur’an’da kendinden sıkça söz edilen büyük peygamberlerdendir. Kitab-ı Mukaddes’te Suriye’nin kuzeyinde bulunan Keldanilerin Ur şehrinde doğduğu belirtilmektedir (Tekvin, 11 / 28). Bazı rivayetlerde ise onun Babil medeniyetinin kurulduğu Irak’ta yaşadığı zikredilmektedir.
Hz. İbrahim’in babası Azer’dir. Kendisine peygamberlik verildikten sonra putperestlikle, özellikle ilahlık taslayan Nemrut’la mücadele etti. Yaşadığı toprakları terk ederek Kenan diyarına yerleşti. Hacer isimli eşinden İsmail, Sare’den de İshak dünyaya geldi. Eşi Hacer ile oğlu İsmail’i Mekke’ye götürmüş ve orada Kâbe’yi inşa etmiştir.
Hz. İbrahim’in öne çıkan vasıflarından biri misafirperverliğidir. Nitekim günümüzde sıkça kullanılan “Halil İbrâhim bereketi”, “Halil İbrâhim sofrası” gibi tabirler onun cömertliğinin birer işaretidir.
Ahmet TÜRKAN
KAYNAKÇA
Fütüvvetname-i Ca’fer Sâdık, (haz. M. Saffet Sarıkaya),İstanbul 2008, s. 239; Muallim Cevdet, İslam Fütüvveti ve Türk Ahiliği: İbn Battuta’ya Zeyl, (çev. Cezair Yarar), İstanbul 2008, s. 338; İsmail Yiğit, Peygamberler Tarihi, İstanbul 2004, s. 211, 214-215, 223, 228; Cağfer Karadaş, Hidayet Rehberleri Peygamberler, Bursa 2013, s. 70-73; Mustafa Baktır, “Kur’an’da Tanıtılan Model Şahsiyet Hz. İbrâhim (a.s.)”, I. Hz. İbrâhim Sempozyumu Bildirileri 17-18 Ekim 1997, Şanlıurfa 2007, s. 66-67, 73; Ali İhsan Yitik, “Paylaşılamayan Ata: Hz. İbrâhim”, Bütün Yönleriyle Yahudilik Sempozyumu 18-19 Şubat 2012, Dinler Tarihi Araştırmaları VIII, Ankara 2012, s. 545, 547; Ömer Faruk Harman, “İbrâhim”, DİA, XXI, Ankara 2000, s. 267.