İhtisâb, Arapça’da “hesap etmek, saymak, yeterli olmak” anlamlarındaki hasb (hisâb) kökünden türeyen bir terimdir. İhtisâbla ilgilenen kişi de muhtesib (İhtisab Ağası)’dir. İhtisâbiye vergileri, adından da anlaşılacağı gibi, başlangıçta İhtisab Ağası adı verilen pazaryeri denetçilerine bir gelir sağlaması için konmuş olmakla birlikte bazı hallerde saraya ait oldukları kabul edilmiş ve hazine tarafından açık artırmaya çıkarılarak iltizama verilmiştir. Bu iltizama verilen İhtisab vergileri, üç kalemden oluşurdu. İlki İhtisab akçesi olup, şehir ve kasabalarda zanaat ve ticaretle uğraşan esnafın iş yerlerinin hacmi ve gücüne göre alınırdı. İkincisi, narh kesme ve başka yerden tüccarların getirdiği malın satışa sunulması sırasında alınan narhlık veya narh akçesidir. Üçüncü ise esnafın kurallara aykırı davranması sebebiyle alınan cerîmeler idi. Osmanlı vergi sistemi içinde tamamı niyabet rüsumu grubuna dahil edilen bu tür vergiler, bâd-ı hevâ diye adlandırılan vergiler arasında idi. Bu bağlamda İhtisab ağasının ilk işi, iltizamını aldığı yerin bütün han, hamam, dükkân gibi iş yerlerini o yerin kadı ve sancak beyi veya bunların vekilleriyle birlikte tespit etmektir. Akabinde beldenin durumu ve iş yerinin gücü nispetine uygun ihtisab resmi belirleyip bir defter hazırlardı.
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla (1826) birlikte yeni tesis edilen Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunun giderlerini karşılamak için yeni gelir kalemleri bulunmaya çalışıldı. Bu bağlamda ihtisab kurumunda da yeni düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeye göre, ihtisab resmi içindeki damga, kantariye, yevmiye-i dekakin gibi vergilerin miktarı arttırıldı, ruhsatiyye adıyla yeni vergiler ihdas edildi ve yed-i vahide (tek el) bağlanan malların idaresi ihtisab nazırı yerine muhtesibe verildi. 1838 yılında baskılar sonucu bu vergiler kısmen kaldırıldı. İhtisab teşkilatı 1854 yılında kalkınca bu kurum tarafından toplanan vergiler de kaldırıldı.
M. Murat ÖNTUĞ
KAYNAKÇA
Cengiz Kallek , “Hisbe”, DİA, XVIII, s.133 vd.; Hülya Taş, “İhtisâb Mukâtaʻası Verilerinin Şehir Ekonomisi Açısından Anlamı: Ankara Örneği” UÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, sy. 13, 2007/2, s. 412, 415; Suraiya, Faroqhi, Osmanlı’da Kentler ve Kentliler, çev. Neyyir Kalaycıoğlu, İstanbul 1994, s.87; İbrahim Erdoğdu, “Osmanlı İktisadi Düzeninde İhtisab Müessesesi ve Muhtesiblik Üzerine Bir Deneme”, OTAM, XI, Ankara 2000, s. 142, 143.