Tasavvuf nedir?

4 mins read

Arapça, yün giymek anlamında bir kelime. Kul ile Allah arasında ihsan olayının gerçekleşmesi, veya kulun ihsan vasfını kazanmasının yollarını gösteren bir ilim. Batinî fıkıh. Tasavvufun binden fazla tarifi yapılmıştır. Her sûfî, içinde bulunduğu hale göre, tasavvufu tarif etmiştir. Halvetî şeyhi, Ömer Ruşenî Dede’nin manzumesi, çeşitli tasavvuf tanımlarını ‘içermesi açısından önem arzeder:

Tasavvuf, terk-i da’vâdır, demişler

Dahi, ketmân-ı mânâdır demişler

Tasavvuf, terk-i kîl ü kale derler.

Hemen vecd ü sema u hâle derler.

Tasavvuf, hıfz-ı evkât demişler

Tasavvuf terk-i tâmâte demişler.

Tasavvuf, babıdır bezi ü atanın.

Tasavvuf, beytidir mihr ü vefanın

Tasavvuf, bir hidayettir Hûda’dan

Bunu söylemedim bil hevadan

Tasavvuf, terk-i evtândır demişler.

Tasavvuf, hicr-i ihvandır demişler.

Tasavvuf dâim olmakdır murâkıb

Olub irte gice hâlin muhasib

Tasavvuf etmemekliktir tasarruf.

Hakk’ın emrine itmeyüb tasallut

Tasavvuf, kalbi Hakk’a bağlamaktır

Yüreğin aşk odiyle dağlamakdır.

Tasavvuf, hüsn ü hulk ile edebdir.

Velî, hüsn ü edeb itâ-yı Hak’dır.

Tasavvuf, bilmedir atvar-ı kalbi

Eridüb koymıya kalbinde kal(ı)bı.

Tasavvuf, yâr olub bâr olmamakdır.

Gül-i gülzâr olub har olmamaktır.

Cihanın şahı Abdullah Ensâr(î)

Demiş yâr ol velf bâr olma zinhar

Düşüben aşk odına bî tekellüf

Yanıp gülü kül olmakdır tasavvuf

Yanar bir şem’idir Hakk’ın tasavvuf

Dememektir iyiye yavuza tüf.

İradettir demiş ba’zı, tasavvuf, ı

Demeyüb şeyhine üstadına yuf.

Demiş bir uğrayan feth ü fütuha

Tasavvuf bezi-i nefse, bezl-i ruha

Keramet satmamaktır tasavvuf.

Hakk’ın işinde itmeyüb tasarruf,

Vefa göstermedir mânend-i Yusuf

Ganimet bilmedir vakti tasavvuf

Geçen ömür için edüb teessüf.

Cefa eden kesân içün telattuf,

Demiş Zünnun-i Mısrî kim tasavvuf

Kabul-i şer’dir, terk-i tekellüf

Demiş Maruf-ı Kerhî kim tasavvuf

Temellüktür, tehalluktur, telattuf.

Ebû Bekr ü Ömer der kim tasavvuf

Ta’arruftur, ta’aarruftur, ta’arruf

Denilmişdir tasavvuf masebakdan..

Sükûn-i kalbdir maduna Hak’dan.

Demişdir bu sözü Hamdûn Kassâr

Mürid-i bu Türab şeyh-i ebrâr

Tasavvuf oldur olub çeşm-i tayyar.

Ola ahval-i kalbi ayn-ı seyyar.

Demişler bu sözü sahib icabet

Nedir dense tasavvuf? De: İnâbet

Olar kim şeyhlik temkine derler.

Tasavvuf tevbe vü telkine derler.

Ebû Osman Mekkî’nin sözüdür

Tasavvuf züht ü takvanın özüdür

Demiştir kim tasavvuf, Bişr Hâfî.

Eridüb etmedir gönlünü safî

Tasavvuf dur diyen İbrahim Edhem

Tarikatta Hakk’ın durmağı muhkem

Tasavvuf dur denilmiş üns ü kurbet.

Arayerden sürünüb havf ü heybet

Tasavvuf buğz-ı dünya-yı demdir.

Bu sözü söyleyen bil Ruşenîdir

Kitabında demiş sâhib-i tasavvuf

Cemil on (10)dur erkân-ı tasavvuf

Tasavvuftur denilmiş safvet-i kalb

Hûda’dan gayriden kalbin idüb kalb

Tasavvuf halkdan kaçmağa derler.

Öziyçün Hakk’a yol açmağa derler

Keramet satmamaklıktır keramet

Keramettir denilmiş terk-i âdet

Muhib mahbubla ey sahib-i saadet.

Görüb söyleşmedir keşf ü keramet.

Tasavvufu yine aynı şekilde manzum biçimde anlatma çabası, Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi’de de görülür:

Bidayette tasavvuf, sûfî bî-cân olmaya derler

Nihayette, gönül tahtında sultân olmaya derler.

Tarikatde, ibâretdir tasavvuf mahv-ı sûretden

Hakikatde, sarâ-yı sırda mihmân olmaya derler.

Bu âb u kil libâsından tasavvuf, ân olmakdır

Tasavvuf cism-i safî nûr-ı Yezdan olmaya derler.

Tasavvuf, lem’ayı envâr-ı Mutlak’dan uyarmakdır

Tasavvuf, âteş-i aşk ile sûzân olmaya derler.

Tasavvufda şerait nâme-i hestîyi dürmekdir

Tasavvuf, ehl-i şer’u ehl-i iman olmaya derler.

Tasavvuf ârî olmaktır hakîmen âdetullaha

Tasavvuf, cümle ehl-i derde derman olmaya derler.

Tasavvuf ten tılsımın ism miftahıyla açmaktır

Tasavvuf, bu imaret küllî viran olmaya derler.

Tasavvuf, kâli hâle tebdil eylemekdir bil

Dahi her söz ki söyler âb-ı hayvan olmaya derler.

Tasavvuf ilm-i ta’bîrât u te’vîlâtı bilmekdir

Tasavvuf can evinde sırr-ı Sübhân olmaya derler.

Tasavvuf hayret-i kübrâda mest ü vâleh olmakdır

Tasavvuf Hakk’ın esrarında hayran olmaya derler.

Tasavvuf kalb evinden mâsivallahı gidermektir

Tasavvuf kalb-i mü’min arş-ı Rahman olmaya derler.

Tasavvuf her nefesde şarka vü garba erişmekdir

Tasavvuf bu kamu halka nigehbân olmaya derler.

Tasavvuf cümle zerrât-ı cihanda Hakk’ı görmekdir

Tasavvuf gün gibi kevne nümâyân olmaya derler.

Tasavvuf anlamakdır yetmiş iki milletin dilin

Tasavvuf âlem-i akla Süleyman olmaya derler.

Tasavvuf urvetü’l-vüskâ yükün can ile çekmekdir

Tasavvuf mazhar-ı âyât-ı gufran olmaya derler.

Tasavvuf ism-i a’zamla tasarrufdur bugün kevne

Tasavvuf cam-i ahkâm-ı Kur’ân olmaya derler.

Tasavvuf her nazarda zât-ı Hakk’a nazır olmaktır

Tasavvuf sûfî’ye her müşkil asan olmaya derler.

Tasavvuf ilm-i Hakk’a sînesini mahzen etmekdir

Tasavvuf sûfî bir katreyken umman olmaya derler

Tasavvuf küllî yakmakdır vücûdun nâr-ı la ile

Tasavvuf nûr-i illâ ile insan olmaya derler.

Tasavvuf onsekiz bin âleme dopdolu olmaktır

Tasavvuf nuh felek emrine ferman olmaya derler.

Tasavvuf “Kul kefâ billâh” ile da’vet durur halkı

Tasavvuf “irciT lafziyle mestân olmaya derler.

Tasavvuf günde bin kerre ölüp yine dirilmektir

Tasavvuf cümle âlem cismine can olmaya derler.

Tasavvuf zât-ı insan zât-ı Hak’da fânî olmakdır

Tasavvuf “kurb-ı ev ednâ” da pinhân olmaya derler;

Tasavvuf canı canana verip azade olmakdır

Tasavvuf can-ı canan cân-ı canan olmaya derler.

Tasavvuf bende olmakdır hakikat hak ey İbrahim

Tasavvuf şer’-i Ahmed dilde burhan olmaya derler.

Biz tasavvufu şöyle tanımlarız: “Kur’an-ı Kerim’i Hz. Resûlullah (s) gibi yaşamaya çalışmak”

Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe