Gizli Kötülüklerde Günahtır

3 mins read

“Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Çünkü günah kazananlar yaptıkları karşılığında cezalandırılacaklardır.” (En’âm, 6/120)

Yüce Rabbimiz, temiz bir fıtrat üzere yaratıp dünyaya gönderdiği biz insanlar-dan öncelikli olarak kendisini tanımamızı istemektedir (Zâriyât, 51/56). Rabbini ta-nıyan mümin bir kulun yaratıcısıyla olan irtibatını sürdürmesi ise mükellef olduğu ibadetleri yerine getirmesi ve kendisine yasaklanan günahlardan uzak durmasıyla mümkün olur.

Rabbimiz, malın ve evladın kişiye fayda sağlamayacağı ahiret gününde yegâne zenginliğin günahlarla kirlenmemiş temiz bir fıtrat olduğunu haber vermektedir (Şuarâ, 26/89). Şu hususa dikkat etmemiz gerekir ki, günah sayılan tüm fiil, söz ve davranışların yapısında Allah’tan uzaklaştırıcı veya Allah’ı unutturucu bir özellik vardır. Bu özellikleri sebebiyle günahlar, kişide gaflete sebep olurlar. Israrla günah işlemeye devam eden kişinin kalbi katılaşır, dinî sorumluluklara karşı duyarlılığı zayıflar ve neticede Allah’ı ve ahireti unutacak bir noktaya gelir. Yüce Rabbimiz ve sevgili Peygamberimiz devamlı surette bizlerden Allah’a karşı sorumluluklarımızın bilincinde bir hayat sürmemizi istemektedirler. Kur’an-ı Kerim’de bu bilinci taşıyan takva sahibi müminler övülmüş ve kendilerine cennet vaat edilmiştir

Âl-i İmrân, 3/133–136; Mü’minûn, 23/1–11; Furkân, 25/63–69).

Allah’ın kendisini her an görüp gözettiğini düşünen ve yaptığı her şeyin hesabı-nı bir gün vereceğine inanan takva sahibi bir müminin, gizli ve açıkta Allah’ın razı olmayacağı söz ve davranışları sergilemesi düşünülemez. Sevgili Peygamberimiz bizlere her nerede olursak olalım, Allah’a karşı saygılı olmamızı öğütlediği hadis-i şeriflerinde, yaptığımız kötülüklerin ardından bunların günahını silecek iyilikler yapmamızı da tavsiye buyurmaktadır (Tirmizî, “Birr”, 55). İnsan olarak yaratılmış olmamızın bir sonucu olarak “unutma” ve “hata yapma” gibi birtakım zaaflarımız bulunmaktadır. Zaman zaman her insan gibi unutarak veya hata yaparak bazı yan-lışlara düşmemiz mümkündür. Ancak böyle bir yanlışa düştüğümüzde yapmamız gereken şey öncelikle yaptığımız hatadan dolayı pişman olmak, Rabbimizin engin rahmet ve mağfiretine iltica etmek ve bir daha böylesi bir kusuru işlememe azmini göstermektir.

Yüce Mevlâmız cehaletleri sebebiyle kötülük yapıp sonra hemen tövbe edenlerin tövbelerini kabul edeceğini bildirmektedir (Nisa, 4/17). Aynı şekilde kendi nefsine zulmedip günah işleyen ancak günahının hemen ardından Rabbini hatırlayıp istiğ-far eden ve bile bile küçük günahlarında ısrar etmeyen kullarından övgüyle bah-setmektedir (Âl-i İmrân, 3/135). Yine Rabbimiz bizlere rahmetinden ümit kesmeme-mizi öğütlediği âyet-i kerimenin devamında bütün günahları bağışlayabileceğinin müjdesini de vermektedir (Zümer, 39/53). Rahmeti geniş Rabbimiz dünya hayatının aldatıcılığına ve şeytanın Allah’ın rahmetiyle aldatmasına karşı dikkatli olmamız ge-rektiğine (Lokman, 31/33), ayrıca ölünceye dek kötülük işlemeye devam edip ölüm anında tövbe edenlerle inkârcı olarak ölenlerin tövbelerini kabul etmeyeceğine dik-kat çekmektedir (Nisa, 4/18).

Sonuç olarak, günah; yüce Allah’ın razı olmadığı, bizi O’ndan uzaklaştıran, yap-tığımızda vicdanımızı rahatsız eden ve başkalarının bilmesinden hoşlanmayacağı-mız her türlü söz ve davranıştır (Müslim, “Birr”, 15). Bu söz ve davranışlar ister gizli isterse açıkta cereyan etsin, Allah bunları görür, bilir ve tövbe edilmediği takdirde de hesabını sorar.

Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe