Arapça ummayı, ümit etmeyi ifade eden bir kelime. Allah’tan ümit kesmeme. “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyiniz” (Zümer/53) âyetine göre, Allah’tan ümit kesmek büyük günahlardandır. Bu, kalbin hoşlandığı bir şeyi beklemesinden, rahatlık ve ferahlık duyma halidir. İnsanın geçmişle ilgili düşüncelerine zikir ; hâlle ilgili olanlara vecd, zevk, idrâk ; gelecekle ilgililere intizâr, tevekkül ; hoşa gitmeyen türden ise havf ve işrâk; hoşa giden türden ise recâ ve irtiyâh denir. Allah’ın lütfuna nail olma düşüncesi, recâ duygusunun doğmasına sebep olduğu gibi, tersi de havf duygusuna neden olur. Kul, ideal olarak bu iki duygu arasında bulunmalıdır. Recâ’nın, gelecekle ilgili olması, temenni ile aynı anlama gelmesini çağrıştırıyorsa da, ikisi arasında fark vardır: Temenni, oyalayıcıdır, sahibini çalışmaktan alıkoyar, recâ ise; bunun aksinedir. Bu yüzden temenni makbul değildir. “Şeytan, insanı ümniyye yani temennilerle oyalar.” şeklindeki âyet (Hacc/2) bu hususu te’yid eder. Recâ, dünyalık istemekle yorumlandığı gibi, Allah’ın cemâlini müşahede etmeyi isteme, şeklinde de, düşünülmüştür. Tâatta güzellik, recâ’nın belirtisidir, denmiştir.