2 Mayıs 2011’de ABD ordusu, 11 Eylül saldırılarının arkasındaki El Kaide lideri Usame bin Ladin’i öldürüp gömdü. ABD Özel Harekat birlikleri, kendisinin ve bazı aile üyelerinin saklandığı Pakistan’ın Abbottabad kentindeki yerleşkeye yapılan askeri baskın sırasında Usame bin Ladin’in cesedini ele geçirmişti.
Cesedini teşhis ettikten sonra, ordu onu USS Carl Vinson’a getirdi ve aynı gün kuzey Umman Denizi’ne gömdü. ABD, bin Ladin’in cenazesinin nasıl gömüleceğine karar verirken siyasi, dini ve pratik faktörleri dikkate aldı. Karaya defnedilirse mezarının müritleri için bir türbe olabileceği endişesi vardı. Bir kişinin ölümünden sonraki 24 saat içinde bir cesedi gömme geleneği de dahil olmak üzere İslami cenaze uygulamalarına uyulmasına için ABD hassasiyet gösteriyordu. Aynı zamanda tüm dünyanın aradığı büyük terörist Usame bin Ladin’in gerçekte öldüğünün kamuoyuyla paylaşılması ve kanıtlanması gerekiyordu. ABD’nin fotoğraf çekmesi mi yoksa öldüğüne dair bir tür görsel kanıt mı sağlaması gerektiği sorusu çok çetrefilliydi.
Bin Ladin’in Cesedi Temizlendi, Sarıldı ve Gömüldü!
Beyaz Saray, Usame bin Ladin’in gömülmesiyle ilgili uzmanlara danıştı, böylece Usame bin Ladin’in cenazesinin İslami ilke ve uygulamalara tam olarak uygun olarak gömülmesi kararlaştırıldı. Bu uygulamaya göre Usame bin Ladin’in vücudu yıkandı, beyaz bir kefene sarıldı ve Arapça bir tercüman yardımıyla İslami dua edilerek gömüldü.
Bin Ladin’in cenaze töreni, binlerce mürettebatlı büyük bir Donanma uçak gemisinde gerçekleştirilmesine rağmen, sadece küçük bir grup insan hazır bulundu.