Kuruluş tarihi tespit edilemeyen zaviye, şehir çarşılarının merkezinde, günümüz Mahkeme Çarşısı civarında bulunan Hoca Ulu Bey Mahallesi’nde kurulmuştur. İlk defa 1454-55 tarihli tahrir defterinde Ahi Carullah Zaviyesi ismiyle yer almıştır. Aynı tarihte zaviyede Ahi Ali Çelebi bin Ahi Carullah Şeyh olarak görev yapmaktadır. Muhtemelen Ahi Carullah’ın kurduğu ve oğlu Ahi Ali Çelebi’nin 1468 tarihinde ilave bir vakfiye yaptığı zaviye, Osmanlı dönemi boyunca Ahi Ali Çelebi ismiyle anılmıştır. XV. yüzyıldan itibaren zaviye binası, kurucu şeyhin türbesi ve zaviye kapısı önünde bina edilmiş olan çeşmesi bulunmaktadır. Ahi Ali Çelebi Zaviyesi’nin müştemilâtından olan zaviye binası XVIII. yüzyılın ilk yarısına kadar mevcut ve faal iken, 1742 tarihinden itibaren maalesef tamire muhtaç ve nihayet 1766 tarihinde harap olduğu arşiv belgelerine yansımıştır. Zaviye gelirlerinin paylaşımı için evlâd-ı vâkıf arasında batn-ı evvel, batn-ı sânî mücadelesi, zaviyenin boş ve gelirsiz bırakılması ile gelirin kendi nefislerine harcanma şikâyetleri söz konusu olmuştur. Bilhassa vakıf evlâdından Seyyid Hasan, Seyyid Hüseyin, Seyyid Ömer ve Seyyid Mehmed’in 1742-1766 yıllarındaki mücadelesi zaviye binasının bakımsızlığına ve tamamen harap olmasına sebep olmuştur. Diğer Ahi Zaviye müştemilâtlarında olduğu gibi, önce zaviye binası, çeşmesi ve nihayet türbesi harap olmuş ve günümüze gelememiştir. Ahi Ali Çelebi’nin vakfiyesinde 10’u aşkın köy zaviyeye gelir olarak vakfedilmiştir. Ahi Ali Çelebi, gelirlerden önce zaviyenin ihtiyaçlarının karşılamasını, gerektiğinde de tamirinin yapılmasını şart koşmuştur. Bu harcamalardan arta kalanı ise, 10 hisseye bölünerek zaviye kapısında bulunan çeşmenin tamirine, mütevelliye, Regaib, Kadir ve Bayram geceleri gibi mübarek gecelerde helva pişirilerek halka dağıtılmasına, Pazartesi ve Perşembe günleri vâkıfın türbesinde Kur’ân okutulmasına ve artan olursa vakıf evlâdına ayrılmıştır. Ayrıca evlâd-ı vâkıfın zaviye şeyhliğinin yanı sıra, tevliyet görevini üstlenmesi de vâkıfın şartları arasında yer almıştır.
Ahilik Ansiklopedisi