“Çünkü benim velim, Kitab’ı (Kur’an’ı) indiren Allah’tır. O, bütün salihlere velilik eder.” (A’râf, 7/196)
Dost, arkadaş, seven, yardım eden, koruyup gözeten, birinin işini üzerine alan, idare eden gibi anlamlara gelen “velî” kavramı, Kur’an-ı Kerim’de hem Allah için hem de diğer varlıklar için kullanılmıştır:
“… Allah dost olarak yeter. Allah yardımcı olarak da yeter.” (Nisâ, 4/45),
“Yoksa onlar Allah’tan başka dostlar mı edindiler? Hâlbuki gerçek dost Allah’tır…” (Şûra, 42/9),
“O, insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayan-dır. O, dost olandır, övülmeye lâyık olandır.” (Şûrâ, 42/28)
Allah (c.c)’ın en güzel isimlerinden (Esmâ-i Hüsnâ) biri de “el-Veliy”dir. Bu kav-ram, insanın sıfatı olarak kullanıldığında ise, Allah’ın dostu ve sevgili kulu demektir.
Konumuzla ilgili ayette; hem Allah’ın biz kullarına dost olduğu, bizleri sevdiği ve her türlü kötülüklerden esirgediği hem de kulların Allah’a dost olmaları gerek-tiği ifade edilerek, Hz. Peygamberin şahsında bütün müminlerden, Allah’a inanç ve bağlılıklarını “Benim velîm…Allah’tır” sözleriyle ortaya koymaları istenmektedir. Ayrıca, müminlerin yüce Allah’a olan sevgi ve bağlılıklarıyla O’nun kendisine inanıp bağlanan iyi kullarına olan sevgisi, koruyuculuğu ve lütufkârlığı dile getirilmekte-dir. Buna göre Allah ile müminler arasında sıcak bir bağ vardır; müminler Allah’a gönülden inanıp bağlanmakta, O’nu dost bilmekte; Allah da onları sevmekte, yolla-rını aydınlatan kitabı göndermek suretiyle doğru yolu bulup o yolda yürümelerini sağlamaktadır (Kur’an Yolu, 2/506-507).
İlgili ayette “O, bütün salihlere velilik eder.” cümlesindeki “salihler” ifadesiyle mü-fessirler, Allah’a ortak koşmayan ve O’na isyan etmeyen; emir ve yasaklarına riayet eden kimselerin kastedildiğini söylemiştir. “O’nun bütün salihlere velilik etmesi”nin anlamı, onları görüp gözetmesidir. Onlara yardım eder, isteklerini yerine getirir, çağ-rılarını duyar ve ihtiyaçlarını giderir. İyi insanlara karşı kötülerin kurduğu tuzakları ortadan kaldırıp onları korur, demektir.
Allah (c.c), müminlerin velisidir. Bu sebeple Allah (c.c), velâyetini kullarına ulaş-tırma adına, onların dünya-ahiret saadetini temin etmek için koyduğu kuralları ve kulluk programını kendilerine duyurmak üzere kitaplar göndermiştir. Nasıl ki biz-ler velayetimiz altındaki kişilere, bir veli olarak arzu ve istediklerimizi bildiriyorsak, velimiz olan Allah da gönderdiği peygamberleri aracılığı ile bizlere, emir ve yasakla-rını bildirerek istediği mükemmelliğe ulaşmamızı istemektedir. İyileri dost edinen, onların velayetini üzerine alan Rabbimiz gönderdiği kitaplarla kullarının elinden tutar, onları doğruya, hakka, hidâyete sevk ederek tüm kötülüklerden, zulüm, zor-balık ve düşmanlıklardan korur. Bunun karşılığında müminler de Allah’ı severler. Allah sevgisi ise, O’nun yüceliğini ve nimetlerini düşünme neticesinde kişinin kal-binde meydana gelen çok özel bir duygunun tezahürüdür. Bu duyguya sahip olanlar Allah’a karşı saygılıdırlar, O’nun emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınırlar. Allah yolunda ve din uğrunda gayret göstermekten, mallarını ve canlarını feda et-mekten kaçınmazlar. Kur’an-ı Kerim’in insanlığı ulaştırmak istediği hedeflerin ba-şında Allah’ın birliği inancına ve Allah’ı her şeyden daha çok sevme duygusuna ulaştırmaktır. Nitekim Bakara suresinin 165. âyetinde “İman edenler ise en çok Allah’ı severler” buyrularak bu hedefe işaret edilmektedir.
İslam’da hakiki sevgi Allah sevgisidir. Çünkü mahlûkatın asıl varlığının sebebi, kendilerine lütfedilen iyilik ve ikramların, maddî ve mânevî nimetlerin sahibi de O’dur. En iyi, en güzel olan O’dur. Bütün iyilikler, güzellikler O’ndan gelir, bu se-beple sevilmeye en çok lâyık olan O’dur.
O halde, biz kulların yaratıcımız olan Rabbimizin velayetine layık olma adına O’nu her şeyden çok sevmeli, bütün ilişkilerimizin bu sevgiye, dolayısıyla Allah’ın hoşnutluğuna göre düzenlenmesi gerektiğinden, bu ilişkilerimiz bilinçli ve iradeli olmalıdır. Bu sebepledir ki Rabbimize karşı üzerimize düşen kulluk görevlerimizi eksiksiz yapmaya gayret sarf etmeli, kulluk bilincimizi daima zinde tutmalıyız.