Kuzey Amerika’nın doğal çevresi üzerinde yüzyıldan fazla bir süredir ileri sanayi teknolojisi etkili olmaktadır. Hava ve su kirliliğinden doğup gittikçe büyüyen sorunlar yıllarca ihmal edilmiştir. Birçok kanser türü, özellikle de akciğer kanseri çevreyle büyük ölçüde ilişkili olduğundan, tıbbi coğrafyacılar araştırmalarını bu konu üzerinde yoğunlaştırmışlardır. Kanserden ölümlerin dağılışını gösteren haritada büyük sanayi bölgeleri ve rafineri merkezleriyle olan bağlantılar açıkça yansımaktadır.
Büyük metropoliten merkezlerin en şiddetli sorunlarının başında hava kirliliği (smog) gelmektedir. En kötü durumda olan Los Angeles ve Denver’den başka daha onlarca şehir bu sorunun sıkıntısını çekmektedirler (“smog” denilen bu kimyasal duman sözcüğü “smoke” -koku- ve “fog” -sis- sözcüklerine karşılık türetilmiştir). Kuzey Amerika âleminin en önemli çevre sorunlarından birisi de su kirliliğiyle ilişkili olan asit yağmurlarıdır. Kuzey Amerika’da sülfür ve nitrojen emisyonlarının en az %75’i ABD’nin Sanayi Kuşağı’ndan (özellikle de Illinois, Indiana, Ohio ve Michigan) çıkıyorsa da buradan doğan asit yağmurundan aslan payını Kanada’nın güney kesimi almaktadır; Ortabatı’dan doğu Ontario ve güney Quebec’e doğru esen hâkim rüzgârlar asit yağmurlarını buralara taşımaktadırlar. Bu da Kanada ile ABD arasında henüz çözümlenmemiş bir sorun hâlinde kendini göstermektedir.