Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Sivralan köyünde doğan ve âşık şiirinin en önemli temsilcisi ve gözleri dünyânın renk ve revnâk cümbüşüne doğuştan kapalı olan Veysel Şatıroğlu, babasının kendisine aldığı bir sazı çalmayı, Mustafa Abdal tekkesinde Molla Hüseyin’den aldığı derslerle öğrenmiş, zamanla yöresinin diğer saz ustalarının da katkısıyla bu müzik âletini çalmak konusunda ustalaşmıştır. Ayrıca aynı ustalardan saz âşıklarının şiirlerini öğrenip çalmaya başlayan Âşık Veysel, yirmili yaşlarında nisbeten iyi bir saz çalgıcısı ve şiir okuyucusu olmuş, evvelâ çevre köylerdeki düğünlerde kendisini göstermeye başlamıştır.
Mecbûrî hizmeti dolayısıyla o sırada Sivas’ta bulunan Ahmet Kutsi Tecer’in 5 – 7 Kasım 1931’de düzenlediği ve umûmî kâtipliği Muzaffer Sarısözen tarafından deruhte edilen I. Sivas Halk Şairleri Bayramı’na katılınca yıldızı parlayan ve kendisiyle birlikte iştirakçi şâirlere “Halk şâiri” olduklarına dâir birer belgenin tevcih edildiği bu sanat faaliyetinden sonra 1933’ten îtibâren gezgin âşık olarak ülkeyi dolaşmaya başlayan Veysel’in ilk şiiri, Cumhuriyet’in onuncu yılında Atatürk için söylediği, “Atatürk’tür Türkiye’nin ihyası / Kurtardı vatanı düşmanımızdan / Canını bu yolda eyledi feda / Biz dahi geçelim öz canımızdan” mısrâlarıyla başlayan şiirdir. Bu dönemde İstanbul’da plak doldurup radyoda konser de veren Veysel’in ilk şiir kitabı 1944’te Halkevleri Genel Merkezi tarafından Deyişler başlığıyla yayınlanmış, 1949’da ise şiirleri, Koşal Basımevi tarafından, ilâvelerle Sazımdan Sesler adıyla neşredilmiştir. 1952’de İstanbul’da kendisi için bir jübile düzenlenen Âşık Veysel’in, aynı yıl, hayâtının kendi görüntüleri eşliğinde anlatıldığı ve Metin Erksan tarafından yönetilen Karanlık Dünya adlı film yayınlanmıştır.
1941 – 1946 yılları arasında memleketin muhtelif Köy Enstitülerinde saz öğretmeni olarak da görev yapan Veysel, meşhûr “Toprak” şiirini de Çifteler Köy Enstitüsü’ndeyken yazmıştır. 1964’ün 30 Ekim’inde II. Sivas Halk Şairleri Bayramı’na ve 1967’nin 28 – 30 Ekim târihlerinde Feyzi Halıcı’nın tertip ettiği II. Konya Âşıklar Bayramı’na da katılan âşığa, bu iki etkinlik arasında, biyografisinin önemli hâdiselerinden biri olarak, 1965’te, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ana dilimize ve millî birliğimize yaptığı hizmetler dolayısıyla özel bir kânun çıkarılarak vatanî hizmet tertibinden aylık bağlanmıştır.
Âşık Veysel’in şiirinde çok çeşitli konular, orijinal ve kendine has bir söyleyişe eşlik eden sazıyla ona yurt çapındaki şöhretini kazandırmış; aşk, tabiat, taşlama, dinî ve millî duygular, gurbet, yurt sevgisi ve sâir konuları işleyen sanatıyla hem halkın hem yüksek kültür zümrelerinin ilgi ve beğenisini toplamıştır. Muhtemelen saz şâirleri içerisinde hakkında en fazla çalışma yapılan ve en çok tanınan da Âşık Veysel’dir. A. Oy’un ifâdesiyle, “sazı ve sesi zayıf olan, âşıklık geleneğinin tahkiye, muamma asma ve çözme, atışma gibi unsurlarında ürün vermeyen Veysel, çağının radyo, fabrika, tren, füze gibi yeniliklerine kucak açan şiirleriyle kendinden önceki âşıklardan ilerdedir.” Bununla birlikte onda hem Yûnus’un tesiriyle görülen tasavvufî izler, hem aşk şiirlerindeki deyişleriyle beliren Karacaoğlan etkisi, çağını ve geleneği temsil etme konusundaki başarısını gösterir. 1970’te, son şiir kitabı olarak, Ümit Yaşar Oğuzcan tarafından yapılan Dostlar Beni Hatırlasın derlemesi İş Bankası tarafından yayınlanmış, buradaki toplama, çok sonraları D. Kaya’nın Âşık Veysel adlı kitabında yirmi kadar daha şiir ilâve edilmiştir. Bu derlemede 179 şiir bulunmaktadır. 1971 Ağustos’unda ünlü âşık, son konserini Hacıbektaş’ta vermiş ve bir buçuk yıl kadar sonra doğduğu köyde vefât etmiştir.
Göktürk Ömer