Karşılıklı olarak hediyeleşmek insanlar arasında sevgi ve saygının oluşmasına katkı sağlar. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), “Hediyeleşin ki aranızdaki sevgi artsın.” (Muvatta, Hüsnü’lHuluk 4) buyurmuştur. Ancak yetkili makamlarda bulunan kişilerin, bu göreve gelmeden önce…
MoreNasıl sonuçlanacağı önceden belli olmayan bir işin öngörülen so nucu üzerinde bahse girmek ve isabet edilip edilememesine göre bahsi kazanmak ya da kaybetmek kumardır. Bu iş hangi yöntemle ve hangi ad ile…
Moreİki veya daha fazla kişinin aralarında doğrudan veya dolaylı olarak anlaşma suretiyle bir tarafın kazanacağı, diğer tarafın kaybedeceği şansa dayalı her türlü oyun, kumar kapsamında olup haramdır. Kendi aralarında rış c k…
MoreBorç verme İslam’da teşvik edilen bir husustur. İnsanların muhtaç olan kişilere borç vermeleri sadaka sevabı olan bir davranıştır. Borç vermede önemli olan, borç karşılığında herhangi bir fazlalığın şart koşulmaması, borç verenin ya…
MoreTaraflardan birinin kazanıp diğerinin kaybettiği bütün şans oyunları kumardır. Sadece kazananın kârlı çıktığı, kaybedenin ise zara a uğ amadığı uygulamalar ise kumar niteliğinde değildir. Buna göre; marketlerde ve mağazalarda iş yeri sahiplerinin…
MoreAmacına hizmet etme imkâ ı kalmayan bir vakfın aynı amaca hizmet etmek üzere değiştirilmesi veya satılması caizdir (İbn Âbidîn, Reddü’lmuhtâr, VI, 573). Camilere a olup da kullanılmayan halı, kilim vb. eşyanın çürümeye…
MoreBir kişi, zaruret bulunmadıkça, kendisine namahrem olan kişilerin avret sayılan yerlerine bakamaz (Nûr, 24/3031). Buna göre bakıma muhtaç durumdaki bir erkeğin bakımının, öncelikle mahrem olan yakınları tarafından, yoksa erkek bakıcılar tarafından yapılması…
MoreDinimizde yasak olan şeyleri yapmak günah/haram olduğu gibi, böyle şeylerin yapılmasına rıza göstermek ve yardımcı olmak da günah/haramdır. Hz. Peygamber, haram bir maddeyi kullanan ile birlikte onu imal eden, taşıyan, aracılığını ve…
Moreİnsanlar gibi tüm hayvanların da üreme ve çoğalma hakları vardır. Hayvanların yeme içme ihtiyaçlarının teminini engellemek uygun olmadığı gibi üreme özellikleri ortadan kaldırmak da uygun değildir. Gerekli ve meşru bir sebep bulunmadıkça…
MoreCinlerin, normal insanlara zarar vereceğine ben de inanmıyorum. Muska hakkında bir hadis rivayet ediliyor, ama bu, kendisi dua okuyamayan çocuklar için; büyükler Allah’a dua ederler, ilgili ayet ve duaları okurlar, bunlar ilaç…
MoreCinlerin, normal insanlara zarar vereceğine ben de inanmıyorum. Muska hakkında bir hadis rivayet ediliyor, ama bu, kendisi dua okuyamayan çocuklar için; büyükler Allah’a dua ederler, ilgili ayet ve duaları okurlar, bunlar ilaç…
MoreAllah Teâlâ’nın elbette yaratılmış her şeyi kuşatan iradesi ve kudreti vardır ve her şeyi yalnızca O yaratır. Ancak O’nun adalet sıfatı da vardır, kendisine zulmü kendisi haram kılmıştır. Adalet ve zulmün Allah…
MoreBu soruyu kadere, Allah’ın takdirine verilen mânadan hareketle açıklamak gerekir. İnsanların hür iradelerine bırakılmış olup sonucundan sorumlu tutuldukları davranışlar (işler, ameller, hareketler) Allah Tarafından “kul istemese de şöyle olsun, şöyle olmasın” diye…
MoreSoru: Selam. Direk konuya girecem. Ben 22 yaşında biriyim Allah’a inanmakta büyük zorluk çekiyorum. Şu an eminim bu duyduklarınız sizde klasik bir ateist imaj yaratmıştır, ama durum bundan çok farklı anlatayım: Ben…
MoreDini metinlerde, dualarda, zikirlerde… Allah’ın (zatının, sıfatlarının, cemalinin…) nurundan söz edilir. Âlemlere rahmet Peygamberimizin de (s.a.) ruhunun ilk yaratılan varlık olduğu ve Onun ruhunun, Allah’ın zatının nurundan yaratıldığı da yine bazı metinlerde…
MoreAkıl, varlık için bir ilk sebebi zorunlu görüyor ve bu ilk sebebin “ilk” olabilmesi için evvelinin ve sonunun olmaması, varlığının kendinden ve zorunlu (vâcibu’l-vücud) olması gerekiyor. Başı ve sonu olan -bizim gibi-…
MoreAllah Teâlâ’nın yüce ve kâmil sıfatları vardır, bunlardan biri de yaratma sıfatıdır. Bu sıfatın âtıl olması, hiç olmaması gibidir, faal olması ise devamlı yaratmanın bulunmasını gerektirir. Allah yaratandır, en güzel yapandır, mutlak…
MoreArapça, karın, iç vs. gibi manaları ihtiva eder. Zahr, Kur’ân’ın lafzı, batn ise te’vilidir. Yine, kıssa şeklen zahr iken, ondan alınacak nasihata batn denmiştir. Kur’an’ın tilavetine zahr, okunan âyet üzerinde düşünmeye batn…
MoreArapça, tutukluk (kabz) halinin zıddı olan zihnî açıklık, kalbî rica, niyaz, yalvarma hali. Bast, hal olarak, kabul, lütuf, rahmet ve ünse işarettir. Recâ’nın zıddı havf olduğu gibi, bunun zıddı da, kabz’dır. Sûfî…
More: Arapça. İdrak, firâset, kalb gözü ile görüş demektir. Tasavvufta, kudsiyyet nuru ile nurlanmış kalbin kuvveti olan basiret, Hakk’ın doğruya erdirmesi ile perdeyi açar, bu şekilde eşyanın hakikatleri ve içleri görülür. Buna,…
MoreArapça, görmeyi ifâde eder. Hakk’ın basarı kendi malumatının şühudu itibariyle, kendi zatından ibarettir. Her türlü noksanlıklardan münezzeh olan Allah’ın ayn’ı, ilminin gayesinin sonsuzluğu itibariyle Zâtından ibarettir. Çünkü O, Zâtıyla görülür. O’nun Zâtında…
MoreArapça, devam eden, sürekli olan demektir. Tasavvufta, kendi nazlarını sona erdirip başkalarının hazlarıyla devam eden kişi, yahut nefsini sona erdirip, Hak ile bakî olan demektir. Bu kişi, menfaat elde etmek, gelen zararı…
MoreGörünen, her şeyin başlangıcı, ortaya çıkan gibi anlamları ihtiva eden Arapça ism-i fail. Hakk’ın tecellisi ve ortaya çıkışı. Muayyen bir vakitte, insanın içinde bulunduğu hâle göre, kalbinde ortaya çıkan tecelli, orada bulunan…
MoreFarsça şarap mânâsına geldiği gibi, kadeh anlamına da kullanılır. Divân edebiyatımızda bu kelime, daima içki, şarap, sarhoşluk veren içecek anlamında kullanılmıştır. Tasavvufî sembolizmde, bade, aşk, zevk, ilâhî sevgi gibi mânâları ifade etmiştir.…
MoreArapça, değnek, baston anlamındadır. Hz. Musa (a.s)’ya mucize olarak bir “asa” verilmişti. Bu asa, Mısır sihirbazlarının hazırladığı bütün sihirleri yutan bir yılan haline dönüşmüştü. (Ta- Ha/18, Nemi/10, Kasas/31). Asa taşımak Peygamberimizin de…
MoreArapça bir kelime olan “arş” m kelime anlamı, taht, çardak tavan ve kubbe demektir, islamî olarak; terim, Allah (c.c)’ın kudret ve azametinin tecellisinden kinaye olarak, dokuzuncu kat semada bulunduğu tasavvur olunan taht’dır.…
More: Arapça, irfan sahibi anlamındadır. Allah’ı gerçek yönüyle bilen kişi. Âlim gibi bilen manasına gelirse de ondan farklıdır. Âlim, ilmi bir tahsil ve çalışma sonucu elde eder. Arif ise, irfana, ilham ve…
MoreYani ne demek gerekiyorsa, haydi çekinmeden söyle bakalım, manasında kullanılan bir deyim. Sır saklamasını bilmeyenlere de “ağzında bakla ıslanmaz” deyimi kullanılır. Baklanın açıklaması şöyledir: Tasavvufta, yeni derviş olmuş birisi, sufiliğe adapte olmaya…
MoreArapça, ilk haliyle devam edip gitme, sona ermeyiş, bir halde sürekli oluş gibi manaları ihtiva eder. Tasavvufta da, kulun Allah’ın her şeyin üzerinde olduğunu görmesidir. Yine yapılan tariflerden biri şöyledir : Kulun…
MoreArapça. Deniz demektir. Bu terimden türemiş “Bahriyyun bilâ Şâti”, kıyısı olmayan umman, yahut çok büyük okyanusa mensub kişi manasını ifade eder. Tasavvufta ise, Allah’ın tecellîlerinin, Rabbanî açılımların, ilâhî hakikatlarm bütün insanlara ma’rifetler…
More