Cünüp olup da henüz gusletmeden önce âdet görmeye başlayan bir kadının hemen gusletmesi şart değildir, guslü âdetinin bitimine kadar geciktirebilir.…
MoreDüzenli âdeti olan bir kadının âdet dönemi öncesinde gördüğü lekelenmeler âdet hükmünde kabul edilir ve o andan itibaren âdet günü sona erene kadar âdetli sayılır. Dolayısıyla lekelenmelerin olduğu günlerde de namaz kılamaz…
MoreÂdet kanamasına etki eden ilaçların kullanımı her zaman kesin çözüm olmayabilir. Bazen bu ilaçlar kanamayı tamamen kesmeyebilir. Bu nedenle, kullanılan ilaçlara bağlı olarak gelen akıntı âdet kanaması hükmünde kabul edilmektedir.…
MoreHanefî mezhebine göre üç günden az ve on günden fazla devam eden kanamalar âdet değil, özür olarak kabul edilir (Mevsılî, elİhtiyâr, I, 99; İbn Nüceym, elBahr, I, 120). Şâfiî mezhebine göre ise…
MoreAdet kanaması 10 günden fazla süren bir kadın ibadetlerini yerine getirmede nasıl hareket etmelidir?
Her kadının âdet gördüğü gün sayısı eşit değildir. Bu süre Hanefîlere göre en az üç, en çok on gündür. Düzenli âdet gören bir kadının normal âdet günlerinden sonra kanaması devam ederse bu…
MoreÂdetliyken ihrama giren veya ihrama girdikten sonra âdet görmeye başlayan kadınlar, tavafın dışında haccın bütün menâsikini yerine getirebilirler. Ancak metâfa giremez ve tavaf edemezler. Çünkü Resûlullah (s.a.s.), Hz. Âişe’ye “Bu, Allah Teala’nın, Âdem’in…
MoreÂdetli olsun veya olmasın kadınların, cenazenin yanında durmaları, açıp yüzüne bakmaları ve kabir ziyaretinde bulunmaları caizdir.…
MoreBilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans çalışmalarını tamamladıktan (2003) sonra, aynı üniversitede Halil İnalcık’ın danışmanlığında Batı Akdeniz’deki Osmanlı korsanları hakkında yazdığı tez ile yüksek lisans diplomasını aldı (2006). Ardından Georgetown Üniversitesi Yeniçağ…
MoreTürk – İslam devletlerinin tarihî tecrübede elde ettikleri bütün medeniyet birikiminin doruk noktasına Osmanlılar ile ulaşılmıştır. Osmanlı Devleti, bilhassa Kur’an’dan ve Hz. Peygamber’in tecrübesinden beslenerek devam etmiş ve kendi dönemlerine gelinceye kadar…
MoreFMV Özel Işık Lisesi ve İstanbul Üniversitesi, İngiliz Dili & Edebiyatı mezunu olan Tuğçe Işınsu, 11 yıl süren reklam yazarlığı kariyerinin ardından doğuştan sahip olduğu psişik güçleri ve aldığı spiritüel eğitimler ile…
MoreMevlevi ayini sırasında, sema’hane’de dolaşıp, sema’ edenlerin birbirine çarpmamalarını ve düzeni bozmamalarını sağlayan dede’ye, “sema-zen başı” denir. Sema’zen başı, sema’ı iyi yapanlardan olurdu. Sema’zen başı, sema’ sırasında, hırka giyerdi. Yeni başlayanlara (mübtedîlere)…
MoreArapça, Allah’ın adaşı anlamındadır. Allah ve kulda ortak olarak kullanılabilen isimlerde her ikisi adaştır. Meselâ, insan da, semî, basîr gibi isimlere sahiptir. Allah da. Bu gibi isimlere “semiyyullah” denir.…
MoreArapça, susam, susam tanesi demektir. Dil ile anlatılamayacak kadar ince ma’rifete “şemseme” denir.…
MoreTunus’da XIX. yüzyılda kurulmuş bir tasavvuf okulu. SENÛSİYYE: Ebû Abdullah Muhammed b. Yusuf b. Ömer b. Şu’aybi’s-Senûsî (ö. 895/1490) tarafından kurulmuş bir tasavvuf okulu olup, Medyeniyye’nin kollarından biridir.…
MoreFarsça, baş, kafa anlamına gelir. Feyiz suya benzetilir. Bu suyun başı olan kâmil insana da “ser-çeşme” (çeşmenin başı) adı verilir. Sert -deste: Topluluğun başı, lideri anlamına gelir. Tasavvuf okulunu yöneten mürşid-i kâmiller,…
MoreArapça, eserlerin sırları demektir. Varlıkların bâtınlarından ibaret İlâhî isimlere denir.…
MoreArapça, rablığın sırları anlamına gelir. Rab isminin aynların suretlerinde ortaya çıkışı. Aynlarm, kendi zatıyla kaim Rab isminin mazhariyeti olması, Rabbe ait ta’ayyünlerin açığa çıkması, yine, Rabb’ın varlığına bağlıdır. Yani Rabb ismi olmasa,…
MoreFarsça’da soğukluk demektir. Muhabbet makamının sonunda nefs soğur. Bunun mukabili olan germî (sıcaklık) ilahî aşk hararetine kapılma ve bunun sonucu olarak, cezbelenme, coşku halini ifade eder.…
MoreArapça, varlığın sirayet etmesi, bulaşması demektir. Rahmanî soluk, mukaddes feyz. Âlem ve insan, bu feyzin pırıltılarıdır.…
MoreArapça, yatak, döşek, taht gibi anlamları ihtiva eden bir kelime. İlâhiyye makamında (Mekâne) bulunan Rahmani mertebe.…
MoreFarsça, serserilik, başıbozukluk demektir. İlâhî iradenin hükmü (tahakkümü) ile, sâlikin kendi irade ve muradına karşı çıkması.…
MoreMevlevî tabiri olup, kudüm çalan (Kudum-zen) larm başına, “Ser-Kudûmî” denir. Mevlevî ayinini idare eden kişi. Bu görevi yapanlar, Mevlevî erkanına dahildir. Bir kısım erkan evlenemediği halde, bunlar evlenebilirdi.…
MoreArapça, ebedî anlamına gelir. Evveli ve ahiri (önü ve sonu) olmayan. Evveli olmayana ezelî, ahiri olmayana ebedî denir. Sermedîlik, Allahü Teala’nın sıfatıdır.…
MoreFarsça, başı ayak etmek, demektir. Mevlevîlikte, kusur işleyen bir müridin cezalandırılması olayına, ser-pa etmek denir. Aşçıbaşı veya (Konya’daki dergahta) tarikatçı tarafından, suçlu müridin semahane, yahut meydan’da sikkesi alınır, ayakkabıları dışarı doğru çevrilir.…
MoreFarsça-Arapça, baş ahçı anlamındadır. Mevlevî tabiridir. Mevlevîlikte, Konya’daki Mevlana makamında, Ser-tarik dede’den sonra gelen bir rütbeye sahipti. Tekkenin maddi -dünyevi işleri, sert-tabbah’a bırakılmıştı. Yeni intisab edenlerin terbiyesi ile de, meşgul olurdu. Yeni…
MoreMevlevî tâbiridir. Ahçıbaşının çömezine, ser-tabbâh küçeği denirdi.…
MoreHun ve Göktürk toplumsal yaşamına bakıldığı zaman devlet ve devlet teşkilatı başta olmak üzere toplum yapısının bozkırın özellikleri çerçevesinde şekillendiği göze çarpmaktadır. Bozkır kültür ve devlet anlayışının hakimiyeti gündelik yaşam dahil olmak…
Moreİslamiyet öncesi Türk inanışları hususunda özellikle de Hun ve Göktürkler dönemi Türk inançları hakkında belirli bir özgünlükten bahsetmek mümkün değildir. Özellikle bozkır hayatını etkisi, komşu devlet ile yapılan ticari ilişkiler ve kültürel…
MoreDericiliğin Hun ve Göktürkler döneminde varlığına ve önemine daha önce değinmiştik. Bu sebeple bozkır topluluklarında giyim kuşam denildiğinde hayvanlardan elde edilen yün ve derilerden işlenerek yapılan kıyafetler önemli bir yere sahiptir. İç…
MoreKültür ve sanat dediğimiz olgu, toplumların karakter yapısı, yaşadıkları coğrafya ve iklim özellikleri, yakın komşu devletler ile olan kültürel ve insani ilişkileri neticesinde şekillenen unsurlardandır. Nitekim Göktürk ve Hunların kültür ve sanat…
More