Bir anne-babanın çocuğuna karşı görevlerinden birisi de ona güzel isim vermektir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), bir hadisinde insanların kıyamet günü isimleri ile çağrılacağını belirterek “Çocuklarınıza güzel isim koyunuz.” (Ebû Davud, Edeb, 69)…
MoreMevlâ sözlükte; “Rab, efendi, dost, arkadaş, yardımcı, sahip ve malik, köle azat eden, azat olmuş köle, bir işi gören, idare eden” gibi birçok farklı anlamlara gelir. Allah’a izafe edildiğinde “sevme, koruma, yar-dım…
More“Tanrı” kelimesi, Arapça “ilah” kelimesinin karşılığıdır. “İlah” daha çok, Allah’tan başka ibadete layık görülen varlıklar için kullanılır. “Allah” kelimesi onun bizzat kendisini ifade eden özel ismidir. Bu bakımdan, kelâm âlimlerine göre “Allah”…
Moreİsm-i A’zâm, sözlükte “en büyük isim” anlamına gelmektedir. Terim olarak Allah’ın en güzel isimleri içerisinde yer alan bazı isimler için kullanılmıştır. İslam âlimlerinin bir kısmı, Allah’ın isimlerinin tamamının, fazilet ve üstünlük bakımından…
Moreİsmin çoğulu olan “esmâ” kelimesi ile “en güzel” anlamındaki “hüsnâ” kelimesinin oluşturduğu bir sıfat tamlaması olan “esmâ-i hüsnâ”, “en güzel isimler” anlamında Yüce Allah’ın bütün isimleri için kullanılan bir terimdir. Kur’an-ı Kerim’de,…
MoreBluTv, 23 Ocak 2016 yılında Türkiye’nin en büyük medya gruplarından Doğan Medya Grubu’nun dijital platformu olarak kurulmuştur. Netflix’e rakip olmak amacıyla kurulan platform, 30’dan fazla canlı kanal ve 10 bin saatten fazla…
MoreDünyanın birçok ülkesinde hizmet sağlayan Netflix, 2016 Ocak ayında “Netflix Her Yerde” sloganıyla Türkiye’de erişime açıldıktan sonra 22 Eylül tarihinde İstanbul’da lansmanını gerçekleştirmiştir. Yüksek görüntü kalitesi, özel içerikler, Türkçe dil ve Türk…
More20. yüzyılın ortalarından itibaren dünya; teknolojik ifadeyle çok önemli ilerlemeler yaşamış, böylece teknolojik ilerlemeler, yoluyla bilgi ve iletişim dünyasını etkilemiştir. Askeri bir çalışmadan dolayı üretilen dünyanın en bağımsız ve serbest iletişim sistemlerden…
MoreBütün dünyada gelişen bilgisayar teknolojilerinde Türkiye’de de ilerlemeler görülmüştür. Türkiye’de internet sisteminin başlangıcı 1990’lı yıllarda olmuştur. Sayısal iletişimin Türkiye’ye girmesiyle ülkemiz çağ atlamış, farklı ülkelerle aramızda olan farkın kapanmasına neden olmuş, yoksul/zengin,…
More19. yüzyılda İngiliz matematikçi Charles Babbage, ı1830’da İngiltere hükümetinin de desteğini alarak matematiksel çalışmaların yanı sıra birçok işlem de yapabilen Fark Makinesini bulmuştur. Bu icat, günümüzdeki bilgisayar cihazının temel prensibi olmuştur. Sonrasında…
MoreBirden fazla bilgisayarın birbirleriyle birleştirilip, karşılıklı bilgi alıp vermesi sistemine bilgisayar ağı yani network adı verilmektedir. Bilgisayar ağları ve bağlantıları, yan yana duran bilgisayarlar olacağı gibi tüm dünyada yayılmış binlerce bilgisayarlar da…
MoreÇam türünden yaprağını dökmeyen bir ağaç. Dalsız, budaksız, düz elif harfine benzer bir yapıya sahip olup, genellikle mezarlara dikilir. Vefat edenler Bir’den geldikleri gibi, Bir’e dönmüştür. Servi’nin elif ve bir rakamına benzemesi,…
MoreArapça, örtüler demektir. Maddî şekiller. Maddî şekiller, ardlarındaki İlâhî isimlerin zuhur yerleridir. Şeybânî şöyle der: Perdelerin ardından, maddi varlıklar için tecelli etti, Perdelerin bunlar üzerindeki zuhûruyla gelişti, büyüdü.…
MoreArapça, örtme, perdeleme, perde gibi anlamları olan bir kelime. Kaşanî setri, seni, ifade eden mânâdan ayıran her şey.diye tanımlar. Setr’e verilen örnek* kainat üzerinde bulunan örtü olabildiği gibi, âdet ve amellerde duraklamak…
MoreArapça, düzgün, zirve, benzer mutedil vs. gibi anlamları olan bir kelime. Halkta bulunan Hakkın batın (iç) lan. Halk (yaratılanlar) ile ilgili ta’ayyünler (belirmeler), Hakk’ın perdeleridirler. Hak, Zâtında zâtı ile zuhur etmiştir. Halkın…
MoreArapça, Mükafat, ata, sevap, balansı, bal vs. gibi anlamları olan bir kelime. Allah’tan mağfiret ve rahmete, Hz. Peygamber (s)’den şefaate hak kazandıran şeye, sevâb denir.…
MoreArapça, topluluk, köy, siyah renk vs. gibi çeşitli mânâları ifade eden bir kelime. Mekke-i Mükerreme.…
MoreArapça, dünya ve âhirette yüzü kara, anlamında bir ifade. Dünya ve âhirette zahiren ve bâtınen, aslî bir vücûda sahip olmaması bakımından, Allah’da tam anlamıyla fena bulmak. Gerçekte fakr, Allah’a ve asli yokluğa…
MoreMelankoli, çılgınca sevgi gibi anlamları ihtiva eder. İlâhî aşk.…
MoreArapça-Farsça, kılıçlı külah demektir. Yukarı yassılaşarak yükselen ve bu şekliyle kılıcı andıran Mevlevi külahı. Bu şekildeki külahı, XVI. Yüzyılda Mevlana soyundan (İnâs Çelebi) Divâne Mehmed Çelebi bazen giyerdi. Bu şekildeki sikke, Bektâşîlerin…
MoreArapça, yürümek, gezmek, gitmek demektir. Allah’a ulaşmak üzere yapılan manevî yolculuğa, seyr denir. İki türlü seyr vardır: 1) Seyr-i Nuzûlî: Mukayyed vücûd (varlık)’un ortaya çıkması için mutlak vücud (varlık)’un seyri. Bu ehadiyet’in…
MoreArapça, Allah’tan seyr demektir. Sülûkun dört mertebesinden, dördüncüsüdür. Buna “telvin ba’de’t-temkin” (temkinden sonra telvin) denir. Bu seyir vahdet (birlik)’ten, kesret (çokluk)’e doğrudur. Bundan gaye, Hak’dan halka terbiye ve irşâd için dönüştür. Bu…
MoreArapça, Allah’da seyr demektir. Manevî yolculuğun dört basamağından ikincisi. Buna sefer-i sâni (Cem’) de denir. Allah’ın sıfatlarıyla muttasıf, isimleriyle mütehakkık, ahlakullah ile ahlaklanmak, ufuk-ı âlâya ulaşmak, bütün bedenî özelliklerinden kurtulmak, seyr-i fillah’ı…
MoreArapça, Allah’a doğru yolculuk yapmak demektir. Sülûkun dört mertebesinden ilki. Sâlik zikrederek Allah’a urûc (yükselme) yoluyla hareket eder. Bunun sonu, velayet-i suğra (küçük velilik) olup buna “fena fillah” denir, iki tür seyr-i…
MoreArapça, Allah ile seyretmek demektir. Dört basamaklı seyr-ü sülûk’un üçüncü basamağı. Buna “sefer-i sâlis” veya “fark ba’de’l-cem” denir. Bu mertebede ikilik kalkar. Buna, “makâm-ı Kabe kavseyni ev ednâ” adı verilmiştir. Seyr maallah’ın…
MoreArapça, gitmek ve girmek demektir. Bir şeyhin nezaretinde, Allah’a vuslat için çıkılan manevî yolculuk. Seyr ü sülûk’un dört mertebesi vardır. 1) Seyr ilallah, 2) Seyr fillâh, 3) Seyr maallah, 4) Seyr anillah.…
Moreİzzüddin Seyyâd (ö. 670/127) tarafından kurulan bir tasavvuf okulu olup, Rifaiyye’nin kollarındandır.…
MoreArapça, gezmek dolaşmak demektir. Eskiden mürşidler, olgunlaşmaları ve ibret almaları için, müridlerini seyahatlere yollarlardı. Bu seyahatlerde, Şeyhlerden feyz alınır, nefs terbiyesi yapılırdı. Seyyah dervişin sırtında postu, elinde keşkül ve teber (bir tür…
MoreBektaşî ve Mevlevî tabiri. Cezalandırılmak istenen, veya ilerlemesi arzulanan dervişlere, seyyah verilirdi. Bektaşîlerde, seyyah verilen dervişin eline somun verilirken, Mevlevîlerde dervişin ayakkabısı dışa doğru çevrilirdi. Ceza olarak seyyah vermek, “Ser ü Pay”…
MoreEbû’l-Abbas Kasım İbnü’l-Kâsım ibnü’l-Mehdi’s-Seyyarî (ö. 242/856)’ye dayandırılan bir tasavvuf okulu.…
More