Arapça yanaktaki ben’e “Şame” denir, bu bir güzellik simgesidir. Farsça akşam demektir. Suriye’nin başkenti, bilindiği üzere Şam şehridir. Ferheng’de belirme (ta’ayyun) perdeleri ve çokluk olarak tanımlanmıştır. Şam’dan çıktığım akşama dedim şâm-ı şerif.…
MoreFarsça, garipler akşamı anlamında bir tamlama. Şia’ya göre, Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının başına gelen musibetin akşamı (11 Muharrem gecesi), garipler akşamıdır. Birisinin ölüp defnedildiği günün akşamına da, garipler akşamı denir.…
MoreArapça, şan, şöhret, durum, hal gibi manaları içeren bir kelime. Allah’ın her bir tecellîsi için, ilâhî bir hüküm vardır ki, buna “sân” denir. Bu sebeple varlık konusundaki hükmetme, bu tecellîye ve varlığın…
MoreArapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:…
MoreAbdülvahhâb Şa’ranî (ö. 973/1568) tarafından kurulan bir tasavvuf okulu.…
MoreArapça, hareket, kıpırdama vs. gibi anlamları olan bir kelime. Konuşmada şatah, konuşurken ölçüyü kaçırmayı ifade eder. Aşırı tecellî ve feyz gelen velîlerden, bir takım şeriata uymaz gibi görünen sözler zuhur eder. Dıştan…
MoreArapça, açıkgöz, hilekar demektir. Çeşitli anlamlarda kullanılmıştır: 1, Nefsi, kendisini batıldan uzaklaştıran, 2. Fütüvvet ehli, ayyâr.…
MoreEbu’l-Hasen Takiyyüddin Ali b. Abdullah eş-Şâzilî (593/1196-659/1260) tarafından kurulmuş bir tasavvuf okulu.…
MoreFarsça, gece demektir. Gayb âlemi, ceberut âlemi, yokluk ve karanlıktan ibaret bulunması sebebiyle a’yân-ı sabite, nurlar, insanlık gibi tasavvuf? anlamları vardır. Şeb’le ilgili bazı deyimler şunlardır: Şeb-i Miraç : Miraç gecesi, insan…
MoreFarsça, gece çırası demektir. Bektaşî tekkelerinde on iki köşeli, tas biçimindeki kandile verilen ad. Oniki köşe, oniki imama işarettir.…
MoreFarsça, gece evi anlamında bir kelime. Garip ve fukaranın, parası olmayanların, ücret ödemeksizin geceyi geçirmeleri için, hayır sahipleri tarafından yaptırılan binalara denir. Bu sosyal dayanışma kurumu, vakıf kayıtlarında “şeb-hâne” şeklinde geçer.…
MoreFarsça-Arapça bir tamlama, düğün gecesi, gerdek gecesi. Mevlevî ıstılahıdır. Mevlânâ Celâleddin-i Rumi’nin ölüm gecesi (17 Aralık 1273 Pazar akşamı) hâtırası olarak yapılan merasime, şeb-i arûs töreni denir. İkindi namazından sonra Kur’ân okumak,…
MoreFarsça, iki kelimeden oluşmuş bir ifâde. Gece külahı, gece başlığı demektir. Dövme yünden yapılan, bir karış veya daha kısa olan bu başlık, gece yatarken giyilir. Bal renkli ve beyaz olur. Her dürr-i…
MoreArapça, ağaç demektir. Bir kimsenin mensup olduğu aileyi, sülaleyi dip dedelerden başlayarak gösteren soy ağacı. Tasavvuf okullarının dayandığı kişileri, ayrıldığı kollan gösteren semâya da şecere adı verilir. Buna silsilename veya ensâb kütüğü…
MoreArapça, bağlama anlamınadır. Eskiden kuşak ve peştemal gibi giysilere şed denirdi. Kuşak karnın üstünde düğümlenip uçları sarkıtılırdı. Çalışırken ayağa dolanmaması için, bu uçlar yukarı kaldırılır, koyuna sokulurdu. Fütüvvet yoluna giren çırağın, mesleğinde…
MoreUğraştığı sanat dalında başarılı olan ve maharet kazanan çıraklara, fütüvvet geleneğince, ustaları tarafından bir törenle kuşak kuşandırılır. Usta çırağına kendisine ilk şed’in kim tarafından bağlandığını (kuşak kuşandığını) anlatırdı. Her sanatın ilk piri,…
MoreArapça, çift demektir. Yaratma olarak deyimlenmiştir. Kaşânî’ye göre, vâhidiyyet hazreti, ehadiyyet hazretine eklenmedikçe İlâhî isimler ortaya çıkmaz. İlâhî isimler yaratma ile gerçeklik kazanır. Bu sebeple tek (vitr), çift (şef) ayırımı yapılmıştır.…
MoreArapça, şefaat, aracılık demektir. Bir kimsenin dileğinin kabulü veya bağışlanmasını sağlamak üzere, Allah’a yakın bir veliyi vasıta-vesile yapması. Mesalâ, ya Rabbi! Hacı Bayram Velî’nin yüzü suyu hürmetine işlediğim günahları bağışla, şeklinde ki…
MoreArapça, şefkat, merhamet anlamında bir kelime. Halka gerek duyduğu şeyi vermek, gücünün üzerinde onlara bir şey yüklememek, anlamayacakları tarzda hitab etmemek.…
MoreArapça, gönlünü çekmek anlamında bir kelime. Kalbin üzerini kaplayan ince zar. Sevginin, kalbin zarına ulaşması durumuna şegaf denir. Kalp gerçekte, hayvanlarda da bulunan bu maddî kalp değildir. O insanın sırrı ve cisimlerin…
MoreArapça, gözönündeki, görülen, şahid olunan şeyi ifade eder. Şehidlik, şehid olarak ölme. Boğularak, vebadan ve garib olarak ölenlere şehid denir. En yüce şehadet mertebesi, Allah yolunda öldürülmektir. Bu sayılanlara küçük şehidlik denir.…
MoreMuhammedi’ş-Şehâvi’l-Burhânî tarafından kurulmuş tasavvuf okulu. Burhaniyye’nin bir kolu.…
MoreSeyyid Lal Şahbaz Garib tarafından kurulmuş bir tasavvuf okulu. Burhaniyye’nin kolu.…
MoreMutlak varlık. Hacı Bayram Velî’nin şiirinde Bektaş-i Velî’nin Menakıb’ında şar, gönül, kalp olarak değerlendirilir. Şar dedikleri gönüldür. Hacı Bayram Velî…
MoreArapça, şiddetli arzu demektir. Nefsin bir şeyi şiddetle arzulaması. İki türlü şehvet sözkonusudur: 1) Varlığı gerekli olan, yok olduğu zaman insanın bedenine zarar getiren şehvet, 2) Olmadığı zaman, bedenin zarara uğramadığı şehvet.…
MoreArapça, şüphe demektir. Tasavvuf! olarak, sözünde, özünde gerçeklik olmayan kişiye “sekte kalmış” tâbiri kullanılır. Şüphesi kalmamış kişi “sekten, şüpheden arınmış” diye övülür.…
MoreArapça, karışık iş, bir şeyin sureti, hey’eti, durumu, şekil, uygun, benzer gibi anlamları olan bir kelime. Hakk’ın varlığı.…
MoreÇağımızda yeni medya teknolojileri içerisinde en fazla kullanıcıya ve tüketiciye sahip olan ayrıca kullanım sahasını gittikçe yaygınlaştıran internet, “dünya genelindeki bilgisayar ağlarını ve kurumsal bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan elektronik iletişim ağı.” olarak…
MoreArapça, çok şükreden, şükredene karşılık veren, nimete garkolmuş vs. gibi anlamları olan bir kelime. Verildiği zaman teşekkür edene şâkir, verilmediği halde şükredene şekûr denir. Şekûr, gerçek manada Allah’a şükretmekten âciz olduğunu anlayan…
MoreMum, meş’ale anlamında Arapça bir kelime. Bu İlâhî bir nurdur. Sûfînin kalbini yakan İlâhî nurun pırıltısı, müşahede ehlinin kalbinde parlayan irfan nuru. Şem’- i İlâhî: Kur’ân-ı Kerim. Pervane kelebeği mumun etrafında döner,…
More