Takke ve her çeşit başlık. İmâme yâni sarı k, kalensüve ve her başlık ve bürka’ yâni peçe ve maske üstüne ve eldiven üstüne mesh etmek câiz değildir. (İbrâhim Halebî, İbn-i Âbidîn)…
Moreİbâdetlerin görünmesine önem vermeyen, herkese tatlı söyleyerek kalb kazanmağa çalışan, farzları yapmaya dikkat eden ve dünyâya düşkün olmayan kimse. Kalenderler herkese tatlı söyleyerek, güler yüzlü davranarak kalb kazanmaya çalışı rlar. Farzlara dikkat…
MoreAyakta olan, uyanık olan, namaz kılan. Bir saatlik tefekkür (Allahü teâlânın büyüklüğünü, yarattıklarındaki hikmetleri düşünmek) bütün geceyi kâim olarak geçirmekten hayırlıdır. (Ebü’d-Derdâ)…
MoreKıtlık, kuraklık, gıdâ maddelerinin azlığı. Hazret-i Ömer zamânında Medîne’de kaht oldu. Bir kimse, Kabr-i Nebevî’ye gelip; “Yâ Resûlallah! Ümmetin için yağmur duâsı yap! Helâk olacağız” dedi. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem rüyâsında…
MoreYanındakiler işitecek kadar gülmek. Rükû’ ve secdeleri olan namazda kahkaha ile gülmek, namazı da, abdesti de bozar. Namazda tebessüm, namazı da abdesti de bozmaz. Tebessüm, insanın kendisinin de işitmeyeceği kadar gülmesidir. (İbn-i…
MoreGizli şeyleri bildiğini iddiâ eden. Falcı. (Bkz. Kehânet) …Kâhinlik yapan ve kâhine giden ve sihir büyü yapan ve yaptıran ve bunlara inanan, bizden değildir. Kur’ân-ı kerîme inanmamıştır. (Hadîs-i şerîf-Hadîkat-ün-Nediyye) Önceleri şeytanlar göklere…
Moreİskenderun doğumlu olan Tuğba Asma, aslen Mardinlidir. Tuğba Asma 28 yaşında 3 çocuk annesidir. Tuğba asma Mardin’de saygın bir ailenin gelinidir. Lepsini tekstil markasının kurucusudur. Başarılı bir iş kadını olan Tuğba Asma…
Moreİnanmakanlamına gelir. “Allahü teâlâdan baş ka mâbud, ilâh olmadığına, Muhammed aleyhisselâmın O’nun kulu ve Resûlü olduğuna” ve O’nun Allahü teâlâdan getirdiklerine kalb ile inanıp dil ile söylemek. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen…
MoreOrta yol, orta hâl. Tutumlu olma, gereği kadar ölçülü harcama. Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı zaman, dîni tamâmen Allahü teâlâya hâs kılarak (ihlâsla) O’na yalvarırlar. Allahü teâlâ onları karaya çıkararak kurtardığı vakit…
MoreTâbi olmak, uymak. Taklid etmek. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: İşte o peygamberler Allahü teâlânın hidâyet ettiği kimselerdir. Sen de onlara iktidâ et. De ki: “Ben buna (peygamberlik vazîfemin îfâsına)…
MoreÎmânını açıkça, dil ile söylemek. Îmân etmek için kelime-i şehâdeti dil ile ikrar edip, mânâsına kalb ile inanmak lâz ımdır. Kelime-i şehâdet ve mânâsı şöyledir: (Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne…
MoreHürmet ve saygı gösterme veya yiyecek, içecek, hediye yâhut başka bir şey sunma. Kim mü’min kardeşine ikrâm ederse, Allahü teâlâ da ona ikrâm eder. (Hadîs-i şerîf-Firdevs-ül-Ahyâr) Kim Allah’a ve âhiret gününe îmân…
MoreUyarma. Tenbih etme. Bir kimse bir müslümanı İslâmiyet’e muhâlif (uymayan) işten, doğru yola teşvîk ederek îkâz ederse, kıyâmet gününde Hak teâlâ hazretleri, o kimseyi peygamberlerle berâber haşreder (toplar). (Hadîs-i şerîf-Ey Oğul İlmihâli)…
MoreBozma, yürürlükten kaldırma, feshetme; iki kişinin, aralarında yaptıkları herhangi bir akdi, anlaşmayı bozmaları. Ticârette ihsânın (iyiliğin) bir ş ekli de alışveriş ettiği kimse pişman olursa, ikâle etmek, alış-verişi geri çevirmektir. (İmâm-ı Gazâlî)…
MoreCezâ, azâb. Günâhın cezâsını vermek. Allahü tealâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Biliniz ki, muhakkak Allahü teâlânın (haram işleyenler için) ikâbı pek çetindir. Allahü teâlânı n, (haramları terk edenlere) mağfireti (bağışlaması bol)…
MoreMâhiyet, asıl, öz. Varlıkta kalabilmesi için başka bir mahlûka muhtâc olmayan, kendi kendine varlıkta kalabilen. Araz, sıfat demektir. Cevher üzerinde bulunur. Yalnız başına bulunmaz. (Seyyid Şerif) Kıymetli, işlenebilir mâden. Mecâz olarak insanın…
MoreÇok cömert. Allahü teâlânın isimlerinden. Allahü teâlânın isimleri tevkîfîdir, yâni İslâm dîninin bildirmesine bağlıdır. İslâmiyet’in bildirdiği ismi söylemelidir. İslâmiyet’in bildirmediği isim söylenmez. Ne kadar güzel isim olsa da, söylenmemelidir. Meselâ Cevâd denir.…
Moreİşleri incelemek, anlamak kuvvetini, lüzumsuz yerlerde kullanmak, ukalâlık etmek, gereksiz aklî yorumlarda bulunmak. Hikmetin aşırısı. Cerbeze sâhiblerinin ilim meclislerindeki yerleri herkesten geri olup, belki de kapıdan dışarı olması lâzım gelir. Çünkü insanların…
MoreBahçe demektir. Âhirette müslümanların nîmet ve mutluluk içerisinde sonsuz olarak yaşayacakları yer. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Rabbinizden (af ve) mağfiret istemeye ve Cennet’e girmeğe koşunuz. Bunun için çalışınız! Cennet’in…
MoreÖlü demektir. Acele etmek şeytandandı r. Beş şey bundan müstesnâdır. Kı zını evlendirmek, borcunu ödemek, cenâze hizmetlerini çabuk yapmak, misâfiri doyurmak, bir günâh işleyince derhal tövbe etmek. (Hadîs-i şerîf-Eşi’at-ül-Lemeât) Cenâzeyi kırk adım…
MoreCünüplük. Gusül (boy yani duş abdesti) almayı gerektiren durum. Soğuk, sıcak dedin abdest almadın, Dünyâya daldın, namaz kılmadın. Cenâbet gezip gusül etmedin, Derse Allah, sen ne cevap verirsin? (M. Sıddîk bin Saîd)…
MoreBirleştirme, bir araya getirme. İkindi namazını öğle namazıyla, yatsı namazını akşam namazıyla birlikte kılma. Seferî olmayan (104 kilometreden az giden) Hanefî mezhebindeki bir yolcu, Şâfiî mezhebine uyarak iki namazı cem’ edemez. (Şemseddîn…
MoreKırık ve çıkığın iki yanına bağlanan tahtalar. Gusülde ve abdestte cebîre üzerine mesh câizdir. (İbrâhim Halebî)…
MoreRuhsat, izin verilmiştir, olabilir, yapılabilir, günah değildir. Kur’ân-ı kerîmi abdestsiz ezberden okumak câizdir. Günah olmaz. Fakat abdestli okumak daha iyidir. (İbn-i Âbidîn) Sabah namazında aldığı abdest bozulmadan, bu abdest ile, öğleyi, ikindiyi,…
MoreSihir. İlme, fenne uymayan gizli sebebler kullanarak garib işler yapmayı sağlayan ilim. (Bkz. Sihir) …Kâhinlik yapan ve kâhine giden ve değildir. Kur’ân-ı kerîme inanmamıştır. büyü yapan ve yaptıran ve bunlara inanan, bizden…
MoreZâhir olmak. Görünmek, ortaya çıkmak. Olgun bir velînin sevenlerinde bâzı sıfatlarının zâhir olması, görünmesi. Bir velî, sevenini terbiye etmek, yetiştirmek için, onda bürûz etmeksizin, Allahü teâlânın verdiği bir kuvvetle, kendi yüksek sıfatlarını…
Moreİftira. Bir kimseye onda olmayan bir kusuru isnat etme. Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki: Mü’min erkek ve mü’min kadınlara, işlemedikleri (bir günâhı, bir suçu isnâd etmek sûretiyle) ezâ edenler, muhakkak…
MoreBedeller. Ricâlü’l-Gayb denilen Allahü teâlânın insanlardan gizlediği evliyâ zâtlar. Bedîl’in çokluk şeklidir. Ebdâl de denir. (Bkz. Ebdâl)…
MorePeygamber efendimizin göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gece (mîrac gecesinde) üzerine bindiği ve kendisini Mekke’den Kudüs-ü şerîfe kadar götüren (taş ıyan) Cennet hayvanı. Burak, dünyâ hayvanlarından değildir. Erkekliği ve dişiliği yoktur. Çok…
MoreSevmeme, nefret etme, düşmanlık. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Onlar (İbrâhim aleyhisselâm ve berâberindeki mü’minler) kâfirlere dediler ki: “Biz sizden ve Allahü teâlâdan başka tapmakta olduğunuz putlarınızdan uzağız. Bizden sevgi beklemeyiniz. Allahü…
More