Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem devesinin adı. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye hicret etmek istediği s ırada Kusvâ adlı devesine bindi. Allahü teâlânın medhettiği beldelerin en…
MoreYakınlık. Tâatı, Allahü teâlâ için yapmak. Sevâbı ölüye olmak üzere kurban kesmek kurbettir. (Muhammed bin Kutbüddîn İznikî) Sevâb kazanmak niyyeti ile yapılan mübahlar kurbet olur. (İbn-i Abidîn) Niyetsiz alınan abdest ibâdet olmaz,…
MorePara veya başka bir menfaat karşı lığı oynanan oyun; birkaç kimsenin aralarında para veya mal toplayarak piyango çekip, isâbet etmeyenlerin isâbet edenlere mal veya para vermek için sözleşme veya para ile kazanmak…
MoreGüç, güçlü olma. Allahü teâlânın sıfat-ı sübûtiyyesinden biri. Allahü teâlânın her şeye gücünün yetmesi. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki: Gerçekten, göklerin ve yerin yaratı lışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca…
MoreKabirler, mezârlar. İnsanların ölünce defnedilmeleri, gömülmeleri için dîne uygun kazılan yerler. (Bkz. Kabir)…
MoreGüzellik. Kadın ya malı, ya cemâli veya dîni için alı nır. Siz dîni için alınız. Malı için alan, malına kavuşamaz. Yalnız cemâl için alan cemâlinden mahrûm kalır. (Hadîs-i şerîf-Menâic-ül-İbâd) Allahü teâlânın lütuf…
MoreTopluluk. İbâdet etmek için bir araya gelen topluluk. Cemâatle kılınan namaza, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi kat fazla sevâb verilir. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî) Güzel bir abdest alı p, mescidlerden birine cemâatle namaz kılmak…
MoreNamazda iki secde arasında hareketsiz bir miktâr oturma. (Bkz. Ta’dil-i Erkân) Rükûda ve secdelerde ve kavmede (rükûdan kalkıp ayakta dururken) ve celsede beden tumânînet (hareketsizlik) bulduktan sonra biraz durmal ıdır ki, Hanefî…
MoreAllahü teâlânın kahr ve gazab sıfatlarından. Azamet, büyüklük, ululuk, hiçbir şeye muhtâç olmamak. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Yeryüzünde bulunan her canlı fânîdir (yok olucudur). Ancak celâl ve ikrâm sâhibi…
MoreAçıktan, alenî olarak, yüksek sesle söylemek, okumak. Namazın vâciblerinden on dördüncüsü cehrî okunacak yerde cehrî okumaktır. (İbrâhim Halebî) Bayram namazını kılmak için câmiye giderken bayram tekbirlerini, Fıtr (Ramazan) bayramında sessiz, Kurban bayramında…
MoreGayret, olanca gücü ve kuvveti sarf etmek. İctihâd; insan gücünün yettiği kadar zahmet çekerek cehd etmek demektir. Yâni, Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde sarîh ve açık bildirilmemiş hükümleri ve meseleleri, açık ve…
MoreBilmeme, bilgisizlik. Din bilgilerini bilmeme. Câhillik. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Âyetlerimize îmân edenler sana geldiği zaman şöyle de: “Allah’ın selâmı üzerinize olsun. Rabbiniz, size rahmet ve merhamet vaad buyurdu.…
Moreİncitmek, eziyet etmek, kötülük. Hayâ îmândandır. Fuhuş (çirkin şeyler) söylemek cefâdandır. Îmân Cennet’e, cefâ Cehennem’e götürür. (Hadîs-i şerîf-Buhârî) Şu üç günah, îmânın gitmesine sebeb olur: Birincisi, îmân nîmetine kavuştuğuna şükretmemek. İkincisi, îmânın…
MoreHarbde esir alınıp İslâm memleketine getirilen kadın köle. Sizden hiç biriniz, sakın memlûküne (kölesine) kölem, câriyem diye seslenmesin. Yiğidim, oğlum, kızım desin. Onlar da size efendim, desin. (Hadîs-i şerîf-En-Nihâye) Kölenin, câriyenin nafakasını…
MoreHarbde esir alınıp İslâm memleketine getirilen kadın köle. Sizden hiç biriniz, sakın memlûküne (kölesine) kölem, câriyem diye seslenmesin. Yiğidim, oğlum, kızım desin. Onlar da size efendim, desin. (Hadîs-i şerîf-En-Nihâye) Kölenin, câriyenin nafakasını…
MoreToplayan. Müslümanların ibâdet etmek için toplandıkları yer, mâbed. (Bkz. Mescid) Hayızlı ve cünüp olanın Câmi’e girmesi harâmdır. Abdestsiz olanın girmesi mekruhtur. (Molla Hüsrev) Allahü teâlânın ism-i şerîflerinden. Çeşitli hakîkatleri ve enfüs (iç)…
MoreCehennem’in dördüncü tabakasına verilen ad. Güneşe ve yıldıza tapanların azab göreceği Cehennem. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Cahîm ise azgınlara apaçık gösterilmiştir. Ve onlara Allahü teâlâyı bırakıp ibâdet ettikleriniz hani…
MoreAllahü teâlâyı unutmuş olan; gâfil, bilgisiz. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Câhiller, ahmaklar, dünyâdaki zevk ve lezzetlere kavuşmak için, dinlerini, îmânlarını verdi. Âhiretlerini satıp, dünyâyı, şehvetlerinin istediklerini aldılar. Kurtuluş yolunu…
MoreRahmet, “esirgemek ve korumak” demektir. Allah Teala bütün yaratıkları, özellikle insanları korur ve esirger. Çünkü O, “Rahman ve Rahim”dir. Rahman’dır, dünyada tüm yaratıklara merhamet eder. Rahim’dir, ahirette inananlara sonsuz rahmeti olacaktır. Cenabı…
MoreCennet, mükâfat yeridir. Allah Teala buraya kendisini tanıyan, emirlerine uyup yasaklarından sakınanları koyacaktır. Cennete giren, orada istediği her nimeti bulacaktır. Müminler, Allah’ın cemalini burada görecekler ve temelli olarak cennette kalacaklardır. Cehennem ise…
MoreSırat, cehennem üzerine kurulmuş kıldan ince ve kılıçtan keskin bir köprüdür. Bu köprüden nasıl geçilecek? Evet, müminler köprüden geçerken köprü onlara amelleri nisbetinde genişleyecek, rahat bir şekilde geçeceklerdir. İnanmayanlar ise köprüden geçemeyecekler,…
MoreHesap görüldükten, alacaklılara hakları verildikten sonra herkese dünyada yaptığı iyilik ve kötülüğü bildirilmek üzere mizan, keyfiyeti Allah tarafından bilinen bir terazi kurulur. Burada kişinin yaptığı iyilikler ve kötülükler tartılır. İyiliği ağır gelenler…
Moreİnsanlar mahşer yerinde uzun süre kalacaklar, sabırsızlıkla ve heyecanla hesabın başlamasını bekleyeceklerdir. Nihayet peygamberimizin Allah’a yalvarmasıyla hesap başlayacaktır. Hiç kimsenin hakkı kaybolmayacak ve hiç kimseye de haksızlık yapılmayacaktır. Peygamberimiz, o gün “Kişi…
MoreMahşer yerinde toplanan insanlara, dünyada yaptıkları iyilik ve işledikleri kötülüklerin yazılı olduğu amel defterleri dağıtılacaktır. Dünyada Kirâmen Kâtibîn meleklerinin yazıp hazırladıkları bu defterlerde insan iyi veya kötü her ne yapmış ise hepsini…
MoreÖldükten sonra dirilen insanların toplanacağı yer demektir. Kabirlerinden kalkacak olan insanların mahşer yerine gelmeleri kolay olmayacaktır. Dünyadaki ibadet ve iyiliklerine göre bir kısmı en süratli bir şekilde mahşer yerine gelirken, yaya olarak…
MoreÖlen kimsenin konulduğu (defnedildiği) yer demektir. Buna mezar da denir. Burası dünya hayatıyla ahiret hayatı arasında bir geçiş yeridir. Kabirde sual haktır. Ölü, kabre konulduğunda kendisine iki melek gelir. Bunlara, “Münker Nekir”…
MoreHer canlı bir gün ölecektir. Bu, Allah’ın emridir. Ancak hiç kimse nerede ve ne zaman öleceğini bilemez. Yaşlandıktan sonra ölenlerimiz olduğu gibi, çok genç yaşta bu acıyı tadanlarımız da vardır. Ölmek, ruhun…
MoreTemizleme, parlatma. Kalbi iyi hasletlerle süsleme. Nefs tezkiye edilince, yâni nefs kötü isteklerinden kurtarılınca kalb tasfiye bulur. (İsmâil Ferrûh) Seyr ve sülûktan (yâni tasavvuf yolunda ilerlemekten) ve nefsi tezkiye ve kalbi tasfiye…
MoreKabûl etmek, inanmak, doğrulamak. Îmân; Peygamber efendimizin Allahü teâlâdan getirdiklerinin hepsini kalb ile tasdîk, dil ile ikrâr etmek, söylemektir. (İmâm-ı a’zam) Haram işlememek ve bütün ahkâm-ı İslâmiyyeyi (İslâmiyet’in hükümlerini) yerine getirmek, çok…
MoreSadaka vermek. Yâni Allahü teâlânın rızâsı için fakirlere ve ihtiyâcı olanlara para, mal vermek. (Bkz. Sadaka) İnsanlar tasadduk ettiği şeyi, Allah rı zâsı için verirse, Hak teâlâ hazretlerine verilmiş gibi sayılır ki,…
More