Dünyâ menfaatlerini düşünmeden bütün iş ve ibâdetlerin yalnız Allah için olması, niyet temizliği. (Bkz. İhlâs) Ma’lûm olsun ki, Hak teâlâ her şeyden evvel aklı yaratmıştır. Ve ona ilim, zekâ, hulûs, doğruluk, cömertlik,…
MoreGirmek, yer etmek; bir cismin başka bir cisme girmesi, iki şeyin birleş mesi. Allahü teâlânın kula girmesi sûretiyle onun ilâhlaştığını kabûl edenlerin bozuk ve yanlış görüşü. Allahü teâlâ üzerinden, gece-gündüz ve zaman…
Moreİslâmî nikâh hükümlerine göre üç defâ boşanmış bir kadının, tekrar aynı adam tarafından alınabilmesi için; başka bir erkek tarafından nikâhlanıp, düğün ve vaty olduktan sonra boşanması. Hulle, bir erkek için zillet ve…
MoreSekiz Cennet’in dördüncüsü. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: (Ey Resûlüm!) de ki: Acabâ bu Cehenem mi hayırlı, yoksa takvâ sâhiplerine (Allahü teâlâdan korkup haramlardan kaçan kimselere) vâd olunan Huld Cenneti…
MoreVarlığı kendinden olup, başkasına muhtâc olmayan Allahü teâlâ. Niçin küfrân eder insan, Hudâ nîmet verir iken, Utanmayıp eder isyân, kâmûyu ol görür iken, Beher an hamd ü şükretmez, dahi insanı fikretmez, Her…
MoreÜç yüz bin hadîs-i şerîfi, senetleri (rivâyet edenleri) ile birlikte ezberden bilen büyük İslâm âlimi. Hüccet-ül-İslâm İmâm-ı Gazâlî buyurdu ki: Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemin dünyâya yayılan nasîhatlerinden biri şudur: Allahü teâlânın,…
MoreSenet, vesîka, delîl, burhân. (Bkz. Delîl) Temizliğini tam yapıp, vakitlerine uyarak beş vakit namaza devâm eden kimseye o namaz kıyâmet gününde nûr, huccet ve delîl olur. Kim namazı zâyi ederse, Fir’avn ve…
MoreBirinin işini görme. Anne ve babanız sizin hizmetinize muhtâc iseler, onlara hizmeti canınıza minnet biliniz. (Hadîs-i şerîf-Riyâd-un-Nâsihîn) Ey dünyâ! Bana hizmet edene hizmetçi ol! Sana hizmet edene güçlük göster! (Hadîs-i kudsî-Berîka) Cenâzelerde…
Moreİyiliği emr edip kötülükten alıkoymak husûsunda, hükûmet adamlarının bizzat işe karışıp gerekeni yapmaları. İhtisâb da denir. (Bkz. Muhtesib) Emr-i ma’rûf ve nehy-i münkeri el ile yapmak hükûmet adamlarına, dil ile yapmak din…
MoreYumuşak huylu olmak, kızmamak. Gücü yettiği halde affetmek. Yâ Rabbî! Bana ilim ver. Hilm ile zînetlendir. Takvâ (haramdan kaçmayı) ihsân eyle! Âfiyet ile beni güzelleştir. (Hadîs-i şerîf-Berîka) Allahü teâlâ, hayâ, hilm ve…
MoreYaratılış, yaratılma. Üzerinde yatıp kalktığı nız, yiyip içti ğiniz, gezip dolaştığınız, gülüp oynadığınız, dertlerinize devâ, korkulara, sı cağa-soğuğa, açlığa-susuzluğa, yı rtıcı ve zehirli hayvanlar ile düşmanların hücumlarına karşı koyacak vâsıtaları bulduğunuz şu…
MoreLütuf, ihsân, iyilik, yardım. Bu fakirde bu yola girmek arzusu belirince, Allahü teâlâ inâyetiyle onu Hâcegân yolunun büyüklerinden birine ulaştırdı. Bu azîzin (Muhammed Bâkî-billâh’ın) sohbetiyle şereflendirip, büyüklerin yolunu nasîb etti. (İmâm-ı Rabbânî)…
MoreEskiden müslümanların başlarına sard ığı, bugün ise, sadece din görevlilerinin namaz kıldırırken ve dînî vazîfeleri yerine getirirken giydikleri başlık üzerine sarılan sarık. İmâme ile kılınan iki rek’at namaz, imâmesiz kılınan yetmiş rek’at…
MoreCâmi, mescid veya başka yerlerde cemâate namaz kıldıran kimse. Cemâate, Kur’ân -ı kerîmi iyi okuyanınız imâm olsun. Bunda eş it olunca sünneti en iyi bileniniz, bunda da eşit olunca, en yaşlı olanınız…
Moreİşâret etme. Bir özür sebebiyle başını yere koyamayan kimsenin rükû’ için biraz, secde için rükû’dan daha çok eğilmesi. Namazda rükû ve secdeleri yapamayan îmâ ile kılar. (Halebî) Alnında yara olan, yalnız burnu…
MoreSığınma. Teheccüd (gece namazı) ve sabah namazlarına uyanmak isteyen, yatsı namazını kılınca hemen yatmalı , gece, boş şeylerle uykusuz kalmamalıdır. Teheccüd zamânında tövbe istiğfâr etmek, Allahü teâlâya ilticâ etmek, yalvarmak, günâhlarını düşünmek,…
MoreBir şeyin veya hükmün meydana gelmesine doğrudan te’sir eden iş, sebeb. İlletin bulunduğu yerde; te’sir ettiği, meydana getirdiği şey veya hüküm de bulunur. İllet bulunmayınca bunlar da bulunmaz. Satış akdi, mülkiyet için…
MorePeygamberlerin kalblerine, uyanık iken, melek görünmeden ilâhî vahyin bırakılması. İlhâm, peygamberlerin aleyhimüsselâm ve sâlih (iyi) müslümanların kalblerine gelir. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemin mübârek kalbine gelen ilhâm, her müslüman için seneddir. Herkesin…
MoreKur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş olan, müctehid âlimlerin söz birliği ile bildirdikleri ve müslümanlar arasında yayılan îmân bilgilerine uymamak, doğru yoldan ayrılmak küfre (îmânsızlığa) sebeb olan inanış. Allahü teâlâ âyet-i…
MoreMâbud, tanrı. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Onlar, (kâfirler, müşrikler) o kimselerdir ki, Allah ile berâber başka bir ilâh tanırlar. Onlar, yakında (başlarına gelecek âkıbeti) bileceklerdir. (Hicr sûresi: 96) Onlar,…
Moreİbâdet. Hac ve umrede yerine getirilmesi lâzım olan işlerin herbiri. (Bkz. Menâsik) Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: De ki: “Şüphesiz benim namazım, nüsüküm, hayâtım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah…
MoreGüzel mânâlı söz. Nükte: “Malı seviyorsan yerine sarf et de, sana sonsuz arkadaş olsun. Eğer sevmiyorsan ye de yok olsun.” (Abdullah-ı Ensârî) Nükte yaparken dikkat etmeli, dinleyicilerin yanlış anlıyacağı nüktelerden sakınmalıdır. (Seyyid…
MoreAllahü teâlânın tanınıp bilinmeyen velî kullarından bir topluluk. Nücebâ, insanların imdâdına yetiş ip, işlerinde dara düştükleri zaman yardımcı olurlar. Onların belâlardan korunmasına sebeb olurlar. (Molla Câmî)…
MoreNûrlu, ışıklı, parlak, münevver. Alev iki kısımdır. Biri zulmânî (karanlı k) ikincisi nûrânî. Zulmânî olandan cin, nûrânî olandan ise melekler yaratı lmı ştır. İnsanlar toprak maddelerinden yaratıldığı hâlde, Allahü teâlâ bu maddeleri,…
MoreBasılmış altın ve gümüş paralar. Müfredi (tekili) Nakddır.…
MoreDüzen, uygunluk. İnsan, etrâfını meselâ yerleri, gökleri ve yıldızları n boşlukta döndüklerini, ası rlar boyunca, çarpışmadıklarını, yeryüzünde, sı caklık, basınç, hava, su miktârlarının; yapılarının, hareketlerinin tam, hayata uygun olarak ayarlanmış olduğunu, insanları…
MoreKasd etme, kalbin bir şeye yönelmesi. İbâdetleri, emre itâat ve Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için yaptığını kalbinden geçirmek. Ameller (iş, ibâdet), niyete göre iyi veya kötü olur. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim) Kul, birçok…
MoreYalvarma, yakarma, dilekte bulunma, isteme. Bütün hamd ve senâlar Allahü teâlâya mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan yardım dilerim. O’ndan af niyâz eder, O’na inanırım, O’na güvenirim. Hidâyeti Allahü teâlâdan bekler; sapıklık, düşüklük, şüphe…
More1.Vekillik. Allahü teâlâ bir hac ile üç kiş iyi Cenet’e koyar. 1) Vasiyet edeni, 2)Vasiyeti yerine getireni, 3) Niyâbeten hacca gideni. (Hadîs-i şerîf-İhyâ) Hac gibi, hem mâlî ve hem bedenî olan ibâdette,…
More1.Soy bakımından bağlılık, mensub olma. Kendisini babasından başkasına nisbet eden, Cehennem’e hazırlansın. (Hadîs-i şerîf-Savâik-i Muhrika) Tasavvufta velî bir zâtla mânevî irtibat, feyz alma, huzûr. Bir velînin kabrinden feyz almak için, o zâta…
More