İyilik etmek. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: İhsân edenlere elbette rahmetim çok yakındır. (A’râf sûresi: 55) İnsanlara, analarına – babalarına ihsân etmelerini söyledik. (Ahkâf sûresi: 15) İhsânın karşılığı ancak ihsândır.…
MoreMîkât denilen mahalde (yerde) hacca veya umreye niyet ederek, peştemal gibi dikişsiz iki parça örtüyü giymek ve telbiye getirmek sûretiyle, daha önce mubah (serbest) olan bâzı şeyleri kendine haram kılmak yâni bunları…
MoreHâlis, temiz etmek, niyyeti düzeltmek, temizlemek, dünyâ menfaatini düşünmeden bütün işlerini, ibâdetlerini yalnız Allah için yapmak. İbâdetlerinizi ihlâs ile yapınız! Allahü teâlâ, ihlâs ile yapılan işleri kabûl eder. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî) Resûlullah…
MoreÖrtmek, gizlemek; tecvidde bir terim. On beş ihfâ harflerinden önce gelen tenvin veya sâkin nunu, izhâr (birbirinden ayırmak) ile idgâm (birbirine katmak) arasında, şeddeden uzak olarak gunne ile genizden çıkarmak.…
MoreKuşatma, çevirme. Allahü teâlâ her şeyi ihâta etmiştir. Her ş eye yakındır ve her şeyle berâberdir. Fakat, bizim alıştığımız, bildiğimiz ve anladığımız ihâta, yakınlık ve berâberlik gibi değildir. Bunlar, O’na lâyık değildir.…
MoreHâinlik etmek, güveni kötüye kullanmak, sadâkat göstermemek. Siz emniyet içinde meclislerde oturursunuz. İhâneti yalnız altın ve gümüşte aramayın. En büyük ihânet, kendisine güvenilerek yanında konuşulan sözleri ilgili kimselere götürmektir. (Hasen-i Basrî) İsyân…
MoreGusl (boy) abdesti almak. Ağız ve burun dâhil bütün vücûdu hiç kuru yer kalmayacak şekilde baştan ayağa yıkamak. (Bkz. Gusl) Abdestte ve iğtisâlde lüzûmundan fazla su kullanmak, isrâf olup, haramdır. (Tahtâvî)…
MoreAldatma, doğru yoldan saptırma. Hakkı unutturma. İslâm nîmetinin elden çıkmasına sebeb olan bir kısı m kâfirler, kendilerine müslüman ismi ve süsü verip, din adamı tanıttırıp, müslümanlığı kendi akılları ile, keyiflerine ve şehvetlerine…
MoreBaşlama tekbîri. Namazın evvelinde “Allahü ekber” demek. Buna Tahrîme tekbîri de denir. Bir gün Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem namaz kılarken bir kimse sabah namazında iftitâh tekbîrine yetişemedi. Bir köle âzâd etti…
MoreYapmadığı hâlde kötü bir işi birisine yükleme, yalan yere birisine suç isnat etme gösterme. Birine suç atma, bühtân. Allahü teâlâ âyeti kerîmede meâlen buyurdu ki: Bak, Allah’a karşı nası l olmadık yalan…
MoreFakîr olmak, muhtâc olmak. Hâlık (yaratıcı) ve râzık (rızıklandırıcı) Allahü teâlâdır. İnsana hâlık ve râzık demekküfrdür. İnsanın s ıfat-ı asliyesi (her zaman bulunan özelliği) acz (elinden birşey gelmeme) ve iftikârdır (İmâm-ı Birgivî)…
MoreOruçlunun, akşam namazı vakti girdikten, yâni güneşin battığı iyice anlaşıldıktan sonra, yiyerek veya içerek orucunu açması. …İftâr zamânında, oruçlunun ağız kokusu, Allahü teâlâya, her kokudan daha güzel gelir. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Beyhekî) ……
MoreBozmak, fitne, karışıklık çıkarmak, bozgunculuk yapmak. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Allahü teâlâ ifsâd edenleri sevmez. (Mâide sûresi: 64) Sarı sabır maddesi balı ifsâd ettiği gibi, kızgınlık da îmânı bozar.…
MoreCinlerin azgın, en zararlı, şerli, korkunç ve kuvvetli cinsi. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Cinden bir ifrit (Süleymân aleyhisselâma); “Sen makâmından kalkmadan ben onu (Belkıs’ın tahtını) sana getiririm. Ben buna…
MoreBir işte, sözde veya davranışta haddi aşma, pek ileri gitme, aşırı olma. Riyâ yâni gösteriş yapanlara karşı tekebbür etmek (kibirlenmek, büyüklenmek) câizdir. Kendinden aşağı olanlara karşı tevâzû göstermek (kendini onlarla bir görmek)…
MoreAlçak, îtibârsız. Allah için tevâzû edeni, Allahü teâlâ yükseltir. Kim de kibirlenirse, Allahü teâlâ rezîl eder. (Hadîs-i şerîf-Berîka) Cehennem’den kurtulmak isteyen, helâl ve haramları iyi öğrenmeli, haramdan kaçınmalıdır. Allahü teâlânın yasak ettiği…
MoreRezillik, kötü ahlâk, fazîletin zıddı. Huy, iyi veya kötü iş yapmağa sebeb olur. Yâhut da, iyi ve kötü olmayan şeye sebeb olur. Birincisine fazîlet veya iyi ahlâk denir. Cömertlik, şecâat yâni yiğitlik,…
MoreKıyas yolu. Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmemiş bir işin hükmünü buna benziyen ve açıkça bildirilen başka bir işin hükmüne benzeterek bulma yolu. (Bkz. Ehl-i Re’y) Eshâb-ı kirâmdan (radıyallahü teâlâ anhüm)…
MoreMüctehid İslâm âlimlerinin, açıkça bildirilmeyen bir mes’ele hakkı nda dînî delillerden yâni Kur’ân-ı kerîm, hadîs-i şerîf ve icmâ-i ümmetten çıkardıkları hüküm, kıyâs. Eshâb-ı kirâm (Resûlullah efendimizin yakın arkadaşları), önlerine çıkan bir işin…
MorePeygamber efendimizin beş vakit namazın farzından önce veya sonra devamlı kıldığı müekked sünnetler. Revâtib sünnetler, sünnet-i hüdâ olup, bunlar İslâm dîninin şiârıdır (alâmetidir). Bu ümmete mahsusturlar. (Abdülganî Nablüsî) Revâtib sünnetler nâfile niyeti…
MoreRâfizîler. Hazret-i Ali’yi sevmekte taşkınlık ederek diğer Eshâb-ı kirâmı (Peygamber efendimizin arkadaşlarını) kötüleyenler. Doğru yoldan sapanlar. (Bkz. Râfızîler)…
MoreAllahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Mahlûkâta (yarattıklarına) doğru yolu gösterip, dilediğini bu yolda bulunduran. Er-Reşîd ism-i şerîfini söyleyenin yaptığı ameller kabûl olur. (Yûsuf Nebhânî) Rüşd sâhibi yâni, dînî vazîfelerini yerine getiren…
MoreAllahü teâlânın peygamberi Muhammed aleyhisselâm. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: Ümmetimin iki kötü huya yakalanmalarından çok korkuyorum. Bunlar; nefse uymak ve ölümü unutup, dünyâ arkasında koşmaktır. (Hadîs-i şerîf-Berîka) Namaz, insanı kötü ve çirkin…
MoreYemen’de 1231 (H. 629)-1454 (H. 858) yılları arasında hüküm sürmüş olan bozuk inanışlı bir hânedân, âile. Abbâsî halîfeleri, Muhammed bin Hârûn isminde bir kimseye elçilik görevi verdiler. Muhammed bin Hârûn, Mısır ve…
Moreİnsanlara ve cinne peygamber olarak gönderilen Muhammed aleyhisselâm. Rivâyet olunur ki, Mekke’de bir ağaç, Resûl-üs-sakaleyn’in önüne gelip; “Yâ Resûlallah! Cinnîlerden bir cemâat sizinle görüşmeye gelmi şler. Hüsûn denilen yerde bekliyorlar” dedi. Peygamber…
MorePeygamberlerin en üstünü, en kıymetlisi olan Muhammed aleyhisselâm. Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün âlemlere rahmet, canlı ve cansız her mahlûka peygamber olarak gönderilmiştir. (Abdülhak-ı Dehlevî) Resûl-i ekremin mübârek gözleri uyur,…
MoreYaratı lışı, huyu, ilmi, aklı ve her bakımdan zamânında bulunan bütün insanlardan üstün olan ve yeni bir din ile gönderilen peygamber. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Resûl size ne verdiyse…
MoreHac ibâdeti esnâsında Kurban bayramının birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü günlerinde Minâ’da bulunan ve Cemre adı verilen taş yığınlarına nohut büyüklüğündeki taşları atmak. Buna şeytan taşlama da denilmektedir. Remy-i cimâr haccın vâciblerindendir.…
MoreHac ibâdeti yerine getirilirken, tavâfı n (Kâbe’nin etrâfında dönmenin) ilk üçünde, erkeklerin kısa adımlarla, omuzları silkerek, çalımlı yürümeleri. Reml, haccın sünnetlerindendir. Resûlullah efendimiz, Mekke’yi feth edip Kâbe’yi tavâf esnâsında, Eshâbı (arkadaşları) ile…
MoreNamazın bölümlerinden her biri; bir namazda kıyâm, rükû ve iki secdenin toplamı. Bir kimse k ırk gün (cemâatle kılınan) namazın birinci rek’atini kaçırmazsa, ona iki berât (kurtuluş vesîkası, senedi) yazılır: Cehennem’den kurtulma…
More