Bir sebebden dolayı bir şeyi habsetmek, alıkoymak; ödenecek mal karşılığında bir malı, alacaklıda veya başka emin bir kimse elinde emânet bırakmak. İpotek etmek. Rehn ancak mal borcu için verilir ve zor ile…
MoreYol gösteren, kılavuz; bir kimseye veya bir topluluğa iyi ile kötüyü görmesinde ve doğru yolu bulmasında yard ımcı olan, insanı Allahü teâlânın rızâsına kavuşturmaya çalışan, ilim ve ahlâk sunan zât. (Bkz. Mürşîd)…
MoreReceb ayının ilk Cumâ gecesi olan Regâib gecesinde kılınan nâfile namaz. Regâib, Berât ve Kadir gecesi namazını cemâatle (toplu olarak) kılmak mekrûhtur. Peygamber efendimiz böyle yapmamıştır ve yapın diye emir buyurmamıştır. (İmâm-ı…
MoreMübârek gecelerden. Receb ayının ilk Cumâ gecesi. Regâib, ragîbetin çoğuludur. Ragîbet; ihsân, ikrâm demektir. Allahü teâlâ, Regâib gecesinde mü’min kullarına, ragîbetler yapar. Regâib gecesinde yapılan duâ red olmaz ve namaz, oruç, sadaka…
Moreİnce, yumuşak kumaş, bir çeşit döşek; Peygamber efendimizin mîrâc esnâsında (bilinmeyen yerlere götürüldüğü, Cennet’i ve Cehennem’i gördüğü gece) bindikleri Cennet yaygısı. Resûlullah efendimiz, mîrâc gecesinde, Cebrâil aleyhisselâm ile Burak adındaki beyaz hayvana…
MoreAllahü teâlâ. Ölüm hastalığında Resûl-i ekrem, dünyâda kalmakla, âhirete kavuşmak husûslarında serbest bırakıldığı vakit; “Allah’ım, senden Refîk-i a’lâ’yı isterim” buyurmuştur. (Sahîh-i Buhârî, Sahîh-i Müslim) Peygamberlerin, evliyânın, şehidlerin ve sâlih (iyi) kimselerin rûhlarının…
MoreDost ve arkadaş. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Kim Allahü teâlâya ve Resûl’e itâat ederse, iş te onlar Allah’ın kendilerine lütuflarda, ihsânlarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehîdler ve sâlih kişilerle berâberdir. Bunlar ne…
MoreAcıma, merhamet. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Sonra (Nûh ve İbrâhim aleyhimesselâmın) arkalarından peygamberlerimizi ardarda gönderdik. Arkalarından da Meryem oğlu Îsâ’yı (aleyhisselâm) gönderdik ve ona İncîl’i verdik. Kendisine tâbi olanların…
MoreYukarı kaldırma, yükseltme. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Kitabda İdrîs’i de (aleyhisselâm) an. Çünkü o, çok sâd ık bir peygamberdi. Biz onu yüksek bir mekâna (göklere veya Cennet’e) ref’ ettik.…
MoreFerâiz yâni İslâm mîrâs hukûkunda, Eshâb-ı ferâiz adı verilen Kur’ân-ı kerîmde hisseleri bildirilen mîrâsçılar hisselerini aldıktan sonra terike (ölenin bıraktığı mal) artmış ise ve kalanı alacak kimse yoksa, artan terikenin yine aynı…
MoreTaşlama; muhsan (evli) olup, zinâ eden kadın ve erkeği taşlayarak öldürme. Recm olunacak müslüman erkek ve kadını n, zinâ suçunun, dört şâhid ile isbât edilmiş olması veya kendileri tarafından dört kerre îtirâf…
MoreHicrî ayların yedincisi ve mübârek üç ayların birincisi. Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb dünyâda ve âhirette ikrâm eder. (Hadîs-i ayına ikrâm edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ şerîf-Gunyet-üt-Tâlibîn) Receb’in ilk Cumâ gecesini ihyâ…
MoreÜmid etmek, Allahü teâlânın rahmetini ummak. (Bkz. Havf ve Recâ) Peygamber efendimiz, ölüm döşeğinde yatan bir hastanın ziyâretine giderek, ona, kendisini nasıl hissettiğini sorar. Adam; “Günâhımdan korkuyor, fakat Allahü teâlânın rahmetinden de…
MoreHicrî-Kamerî senenin üçüncü ayı, Peygamberimizin doğduğu ay. Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem, mîlâdı n beş yüz yetmiş birinci yılı Nisan ayının yirmisine rastlayan, Rebî’ul-evvel ayını n on ikinci Pazartesi gecesi, sabaha…
MoreRızk veren. Yiyecek, içecek gibi kendisi ile faydalanılan şeyi veren. Hakîkatte hâlık (yaratıcı) ve râz ık Allahü teâlâdı r. İnsana, hâlık veya râzık demek ilhâddır (zındıklık, dinsizliktir). İnsanın aslî s ıfatı, âcizlik…
MoreMemnûn, hoşnûd olan. (Bkz. Rızâ) Kendisinden kocası râzı olduğu hâlde ölen her müslüman kadın Cennet’e girer. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir) Namazlarını vakitleri gelince hemen kılanlardan Allahü teâlâ râzı olur. Vakitlerinin sonlarında kılanları da affeder.…
MoreBayrak, sancak. (Bkz. Livâ) Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, yirmi yedi kerre muhârebe yaptı. Bunlardan dokuzunda er olarak hücûm etti. Diğerlerinde başkumandanl ık mevkiinde bulundu. Râyesi siyâh idi. Livâsı (sancağı) daha küçük…
MoreRivâyet eden, nakleden; duyduğu veya gördüğü bir sözü, bir işi, bir olayı başkasına haber veren; Resûlullah efendimizin hadîs-i şerîflerini, metin (hadîs-i şerîfin kendisini) ve senedi (nakledenleri) ile birlikte nakleden hadîs âlimi. Hadîs…
MoreMübârek, bereketli bahçe. Medîne-i münevverede, Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem kabr-i şerîfi ile mescidin o zamanki minberi arasında kalan mübârek mekan, yer. (Bkz. Ravda-i Mutahhera)…
MoreTemiz bahçe. Medîne-i münevveredeki Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidinin içinde bulunan ve Peygamber efendimizin kabr-i şerîfi ile mescidin o zamanki minberi arasında kalan 26 m. uzunluğundaki mübârek yer. Ravda-i mukaddese,…
MoreMukaddes bahçe. Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem Medîne-i münevveredeki mescidinin içinde kabr-i şerîfi ile mescidin o zamanki minberinin arasında kalan mübârek mekân, yer. (Bkz. Ravda-i Mutahhera)…
MoreAllahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Kullarına karşı merhâmeti çok olan ve yaptıkları iyilikleri zâyî etmeyen. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Muhâcirlerden (Mekke’den göç eden) ve Ensârdan (Medîneli müslümanlardan) sonra,…
MoreKur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin derin ve ince mânâlarını, işâretlerini anlayan büyük din âlimi. (Bkz. Ulemâ-i Râsihîn) Râsih âlimlerin dört hasleti vardır: 1)Allahü teâlâdan korkmak, 2)İnsanlara karşı mütevâzî (alçak gönüllü) olmak, 3)Dünyâya…
MoreHicrî ayların dokuzuncusu, üç ayların sonuncusu ve farz olan orucun tutulduğu ay. Ramazan yanmak demektir, çünkü bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar, yok olur. Ramazan ayı gelince, Cennet kapıları…
MoreOynamak, dans. Tasavvuf yolları çoktur. Bunların içinde en lüzumlusu ve en uygunu sünnete yapışan ve bid’atlerden (dinde reformlardan) kaçan büyüklerin yoludur. Bu büyükler, her sözlerinde ve her hareketlerinde, sünnete uyup da, kendilerinde…
MoreAllahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyi hakkıyla gören, gözeten, koruyan, bir an onlardan habersiz olmayan, murâkabesi (gözetmesi) devamlı olan. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Allahü teâlâ her şeyi, rakîbdir. (Ahzâb…
MoreDaha çok Eshâb-ı kirâmdan (Peygamber efendimizin arkadaşlarından) başka din büyüklerinden birinin ismi anıldığı veya yazı ldığında, söylenen veya yazılan “Allahü teâlâ ona rahmet eylesin” mânâsına duâ, hürmet ve saygı ifâdesi. İki kişi…
More“Âlemlere rahmet” mânâsına Peygamber efendimizin mübârek isimlerinden. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Biz seni ancak rahmeten lil âlemîn gönderdik. (Enbiyâ sûresi: 107) Geldi çün ol rahmeten lil âlemîn Vardı nûr anda karâr…
MoreYeryüzünde dolaşan ve mü’minlerin ölümü ânında hâzır olan melekler. Bunlara Rûhâniyân da denir. Resim, köpek ve cünüp kimse bulunan eve rahmet melekleri girmez. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir) Sizden öncekiler arasında doksan dokuz kişiyi öldürmüş…
MoreAllahü teâlânın merhameti, acıması. Kalbinde zerre kadar îmân olan bir kimse, Cehennem’de sonsuz kalmayacak, rahmet-i ilâhiyyeye kavuşarak Cennet’e girecektir. (İmâm-ı Rabbânî) Cenâb-ı Hak bir kulunun hidâyet ve îmânda sebâtı nı dilerse, o…
More