Sahrada, çölde ve vahada göçebe halde yaşayanlar.
Medîne-i münevvere çevresindeki Müzeyne, Cüheyne, Eslem, Eşca’ kabîleleri bedevî idi. Peygamber efendimiz Hudeybiye sulhünün yapıldığı sene umre için Mekke’ye gitmeye karar verdikleri sırada, Kureyş’in herhangi bir taarruz (saldırı) ihtimâline karşı bu kabîlelerin de berâberlerinde bulunmasını istediler. Fakat bedevîler korkularından bu şerefli dâvete uymayıp özür dilediler. Bu sebeple Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen şöyle buyurdu:
(Henüz kalplerinde îmân yerleşmemiş olan Kureyş müşriklerinden korkarak) geri kalan bâzı bedevîler sana; “Mallar ımız ve âilelerimiz bizi (seninle gitmekten) al ıkoydu. Bu sebeple Allahü teâlâdan bizim için af ve mağfiret dileyiver” diyecekler. Onlar kalblerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler (Yoksa, senin kendileri için istiğfâr etmene veya etmemene aldırmazlar). (Feth sûresi: 11) (Senâullah Dehlevî, Taberî)