Mevcut olmayan ancak vasıfları belirlenmiş bir malın peşin parayla satılmasına selem akdi denir. Mal sahibi, ortada olmayan belirli vasıflardaki bir hayvanı taahhüt edip satıyorsa bu durum selem akdine gireceğinden mezhepler arasında ihtilaf söz konusudur.
Hanefî mezhebine göre selem akdi ölçü veya tartı ile alınıp satılan mislî mallarda yapılabilir. Hayvanlar ise kıyemî mallardan sayıldıkları için sonradan teslimi şartıyla (selem yoluyla) satılmaları caiz değildir. Buna bağlı olarak Hanefilere göre hissesi satılan hayvanın mevcut olması gerekir. Zira mevcut olmayan hayvanın satışı caiz değildir (Kâsânî, Bedâi‘, V, 209). Bununla birlikte sonraki Hanefiler hayvanlarda da selemin geçerli olacağını kabul etmişlerdir.
Şâfiî mezhebine göre ise hayvanın cinsi, sıfatları ve yaşı belirlendiğinde belirsizlik büyük ölçüde giderilmiş olacağından selem yoluyla hayvanların alım satımı caiz olur (Remlî, Nihâyetü’l-muhtâc, IV, 203, 206).
Bu görüşe göre, yukarıda zikredilen şartların sağlanması halinde market türü kuruluşların henüz mülkiyetinde olmayan hayvanların hisselerini satması caiz olur.
Ayrıca bu tür kuruluşların; mülkiyetlerinde olan küçükbaş hayvanları veya büyükbaş hayvanların hisselerini ve bu hisselerin sahiplerini belirlemek şartıyla, kurban hissesi olarak satmalarında bir sakınca yoktur.