1850’ler, siyasal açıdan, ülke liderlerinin bölücü kölelik sorununu çözmek bir yana durdurulmasını bile sağlayamadıkları on yıllık bir dönem olarak nitelendirilebilir. Sözgelimi Harriet Beecher Stowe, Kaçak Köleler Yasası’nun kabulünden etkilenerek 1852’de Tom Amcanın Kulübesi adlı bir roman yayınladı. Beecher kitabını kısa bir taslak hazırlamak düşüncesiyle yazmaya başlamıştı; ancak, giderek kapsamını genişletti. Kitap yayınlanır yayınlanmaz büyük bir olay yarattı. İlk yıl içinde 300.000’den fazla satıldı ve talebi karşılayabilmek için yayınevi gece gündüz çalışmak zorunda kaldı.
Tom Amcanın Kulübesi, çok duygusal yazılmış ve basmakalıp tiplemelerle doldurulmuş olmakla birlikte, köleliğin gaddarlığını ve özgür ve köleci toplumlar arasındaki temel çatışmayı yadsınmaz bir biçimde sergiliyordu. Kuzey’de yetişmekte olan seçmen kuşağı, bu yapıttan çok etkilenmişti. Kitap, adaletsizliğe karşı öfke ve vahşi bir istismara uğramış biçare kimselere acıma gibi temel insanlık duygularını harekete geçirdiği için, kölelik karşıtı davaya yönelik yaygın bir çoşku yarattı.
Yeni topraklarda kölelik sorunu 1854’te yenilendi ve tartışma giderek şiddet kazandı. Günümüzde Kansas ve Nebraska’yı içeren topraklarda hızlı bir yerleşim görülüyor; önce bölge ve giderek eyalet hükümetleri kurulması için baskı artıyordu.
1820 tarihli Missouri Uzlaşması uyarınca, tüm bölge köleliğe kapalıydı; fakat, 1850 Uzlaşması, kaçınılmaz olarak sorunu yeniden gündeme getirdi. Missouri’deki köle sahibi egemen çevreler, Kansas’ın özgür bir bölge olmasına karşı çıktılar; çünkü, o zaman üç özgür toprak eyaletiyle (Illinois, Iowa ve Kansas) komşu olacaklardı. Kendi eyaletlerinin de özgür eyalet olmaya zorlanacağı olasılığından korkuyorlardı. Kongre’deki Missourililer, Güneylilerin de desteğini alarak, bölgenin örgütlenmesine yönelik tüm çabaları uzun bir süre engellediler.
Bu sırada, Demokrat Parti’nin Illinois Senatörü Stephen A.Douglas, tüm özgür toprak destekçilerini öfkelendiren Kansas-Nebraska Yasası taslağını sunarak büyük bir fırtına yarattı. Douglas, Utah ve New Mexico’nun köle sorununu kendilerinin çözmesini öngören 1850 Uzlaşması’nın Missouri Sözleşmesi’nin yerine geçtiğini iddia ediyordu. Planına göre, Kansas ve Nebraska’dan oluşan iki bölge kurulacak ve buraya gelecek yerleşimcilerin beraberlerinde köle getirmelerine izin verilecekti. Birlik’e özgür mü yoksa köleci bir eyalet olarak mı katılınacağına yerleşimciler kendileri karar vereceklerdi.
Kuzeyliler Douglas’ı, 1856’da başkan seçilebilmek için, Güney’e ödün vermekle suçladılar. Taslak üzerinde çetin tartışmalar yapıldı. Özgür topraklar yanlısı basın anılan girişimi şiddetle kınadı. Kuzeyli din adamları taslağa saldırdılar. O güne kadar Güney’le dostça ilişkiler içinde olan iş adamları birden bire yön değiştirdiler. Yine de, Mayıs 1854’te Kansas-Nebraska Yasası Sento tarafından onaylandı ve Güneyli aşırı uçların top atışlarıyla karşılandı. Douglas, bunun üzerine, kendisini savunmak için Chicago’ya gittiğinde limandaki gemiler bayraklarını yarıya indirdi, kilise çanları bir saat süreyle çalındı ve onu dinlemek için toplanan 10.000 kişi tarafından o denli yuhalandı ki sesini duyuramadı.
Douglas’ın talihsiz girişiminin ilk sonuçları çok büyük oldu. Köleliğin yayılması konusunda kararsız davranan Whig Partisi çöktü ve yerine, temelde köleliğin tüm topraklarda yasaklanmasını talep eden güçlü bir yeni örgüt, yani Cumhuriyetçi Parti kuruldu. Parti 1856’da, Uzak Batı’daki keşif gezileriyle ün yapmış olan John Freemont’u başkan adayı gösterdi. Freemont seçimi kazanamadı, ancak Cumhuriyetçi Parti Kuzey’in büyük bir kesiminde ezici başarı sağladı. Salmon P.Chase ve William Seward gibi özgür toprak liderleri, her zamankinden daha çok etkili oldular. Abraham Lincoln adında, Illinoisli, uzun boylu ve zayıf bir avukat onlarla birlikte görülmeye başladı.
Güneyli köle sahiplerinin ve kölelik karşıtı ailelerin Kansas’a akını, giderek silahlı çatışmaya yol açtı ve kısa bir süre sonra bölgeden “kanayan Kansas” diye söz edilmeye başlandı. Başka olaylar ve özellikle Yüksek Mahkeme’nin Dred Scott hakkındaki 1857 tarihli kötü ünlü kararı ülkeyi ayaklanmaya daha da yaklaştırdı.
Scott, Missourili bir köleydi ve 20 yıl kadar önce sahibi onu, köleliğin Kuzeybatı Kararnamesi ile yasaklanmış olduğu Illinois ve Wisconsin Toprakları’na götürmüştü. Missouri’ye geri dönen Scott, oradaki yaşamından mutsuzluk duyunca, özgür topraklarda oturmuş olduğunu ileri sürerek azat edilmek için dava açtı. Güneylilerin egemenliğindeki Yüksek Mahkeme, vatandaş olmayan Scott’un mahkemeye başvurma hakkı bulunmadığına; köleci bir eyalette (Missouri) yaşamakta olduğu için, özgür bir eyaletin (Illinois) yasalarının onun statüsünü etkilemeyeceğine; köle sahiplerinin “mallarını” federal topraklarda nereye isterlerse götürebilme hakkına sahip olduklarına; ve Kongre’nin köleliğin yayılmasını engelleyemeyeceğine karar verdi. Böylelikle Mahkeme’nin kararı, kölelik sorununu çözümleyebilmek amacıyla Kongre tarafından tüm bir kuşak boyunca alınmış bulunan uzlaşma önlemlerini geçersiz kıldı.
Dred Scott kararı tüm Kuzey’de büyük bir tepki yarattı. Mahkeme, hçbir zaman böylesine şiddetle kınanmamıştı. Karar, Güneyli Demokratlar için büyük bir zafer oluşturuyordu; çünkü, tüm bölgelerde köleliği haklı çıkarma çabalarına yasal bir izin sağlanmıştı.