“Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde onları iddetlerini dikkate alarak (temizlik hâlinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz olan Allah’a karşı gelmekten sakının. Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları (bekleme süresince) evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır.” (Talak, 65/1)
Talâk (boşama), evliliğin devamı maksadıyla dinimizce tavsiye edilen tüm yolla-rın denenmesine rağmen eşlerin yine de anlaşamadığı durumlarda ailede yol ayrılığı anlamındadır.
Talâk kelimesi; İslam hukukunda hem tek taraflı irade beyanı ile hem iki tarafın anlaşarak ailede eşlerin yollarının ayrılması ile hem de mahkeme kararıyla meydana gelen boşanma anlamlarına gelmektedir.
Yukarıda okuduğumuz ayetten anlamamız gereken, aile kurumunun dinî, ahlakî ve hukukî temelini oluşturan nikâh akdinin ve evlilik birliğinin keyfî biçimde sona erdirilemeyeceği gerçeğidir. Genel olarak ifade etmek gerekirse nasıl ki ailenin olu-şumu safhasında kadın ve erkek ile ailelerinin insanlara özgü ve insan haysiyetine yakışır tarzda birbirleriyle tanışıp anlaşarak nikâhları yapılıyorsa, nikâhın sona erdi-rilmesinin de belirli kuralları elbette olacaktır. İşte bu bağlamda ayet-i kerimeyi anlamaya çalıştığımız zaman yüce Allah ayete “Ey Peygamber” şeklinde başlamakla be-raber sözün akışı ve özellikle kullanılan fiillerin çoğul olması, Resûlullah’ın şahsında müminlere hitap edildiğini, evlenme ve boşanmanın aynı zamanda sosyal bir konu olduğunu göstermektedir. Özel olarak Peygamber’e hitap edilmesi ise bu hükümle-rin tebliğ edilmesi ve doğru uygulanmasının sağlanmasında ona verilen görevin ve genel olarak konunun önemine dikkat çekme amacıyla açıklanabilir. Bu üsluptan da anlaşıldığı üzere evlilik hakkındaki hükümler işlenirken iyi niyet ve hakkın kötüye kullanılmaması gibi bazı temel ilkelere vurgu yapılmakta, aile bütçesi konusunda ölçülü olmamız istenmektedir. Mâkul, meşru ve dengeli olmayan, sonunda bizleri Allah’a isyan noktasına götüren birtakım keyfî isteklerimizin bizleri perişan ederek ailelerimizin, toplumumuzun ve medeniyetlerin çökmesine yol açabileceği îma edil-mektedir. Sonuç olarak kâinatta yaptığımız hiçbir şeyin yüce Rabbimizin gücü ve bilgisi dışında kalamayacağı hatırlatılmaktadır.
Evlilik birliğini sarsacak durumlarla karşılaşıldığında ve evliliği sonlandırmak kaçınılmaz hâle geldiğinde dikkat edilmesi ve uyulması istenen yahut tavsiye edilen hususlar geniş biçimde özellikle Bakara suresi 2/226-232’de anlatıldığı için konu-nun ayrıntılarına girmiyoruz. Bu sûrede ise ağırlıklı olarak evliliğin sona ermesinin sonuçları üzerinde durulmaktadır