Charles Dickens, klasik İngiliz edebiyatına yaptığı büyük katkılardan dolayı çok seviliyor. Özünde Viktorya dönemi yazarıydı. Destansı hikayeleri, canlı karakterleri ve çağdaş yaşamın kapsamlı tasviri unutulmaz.
Kendi hikayesi zenginliklerin paçavralarından biridir. 7 Şubat 1812’de Portsmouth’da John ve Elizabeth Dickens’da doğdu. Dokuz yaşında okula gönderilme şansı kısa sürdü, çünkü babası ‘David Copperfield’da Bay Micawber’in karakterine ilham veren, kötü borç nedeniyle hapsedildi. Charles dışında bütün aile, patriği ile birlikte Marshalsea’ya gönderildi. Charles, Warren’ın kararma fabrikasında çalışmaya gönderildi ve yalnızlık ve umutsuzluğun yanı sıra korkunç koşullara dayandı. Üç yıl sonra okula geri döndü, ancak deneyim asla unutulmadı ve tanınmış iki romanı ‘David Copperfield’ ve ‘Büyük Beklentiler’ de kurgulandı.
Diğerleri gibi edebiyat kariyerine gazeteci olarak başladı. Babası muhabir oldu ve Charles ‘Parlamentonun Aynası’ ve ‘Gerçek Güneş’ dergileriyle başladı. Sonra 1833’te The Morning Chronicle’ın meclis gazetecisi oldu. Basında yeni temaslarla ‘Boz’ takma adıyla bir dizi eskiz yayınladı. Nisan 1836’da George Hogarth’ın kızı olan ve ‘Eskizler Boz’u’ düzenleyen Catherine Hogarth ile evlendi. Aynı ay içinde, son derece başarılı ‘Pickwick Belgeleri’nin yayınlanması geldi ve bu noktadan sonra Dickens’ı geri aramak yoktu.
Büyük bir roman listesinin yanı sıra, ‘Hanehalkı Sözleri’ ve ‘Tüm Yıl Boyunca’ da dahil olmak üzere haftalık süreli yayınlar düzenleyen otobiyografi yayınladı, seyahat kitapları yazdı ve hayır kurumları yönetti. Aynı zamanda bir tiyatro tutkunuydu, 1851’de Kraliçe Victoria’dan önce oyunlar yazdı ve sahne aldı. Enerjisi tükenmezdi ve yurtdışında çok zaman geçirdi – örneğin ABD’de köleliğe karşı ders vermek ve arkadaşı Augustus Egg ve Wilkie Collins, Dickens’ın son bitmemiş romanı “Edwin Drood’un Gizemi” ni esinleyen yazar.
On çocuğunun doğumundan sonra 1858’de karısından ayrıldı, ancak metresi aktris Ellen Ternan ile ilişkilerini sürdürdü. 1870 yılında felç geçirerek öldü. Westminster Manastırı’na gömüldü.