“Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın
lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz. (Durum böyle iken) onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. De ki: Allah’ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cuma, 62/9-11)
Yüce Allah, Cebrail (a.s) ile Peygamberimiz (s.a.s)’e gönderdiği kitabımız Kur’an’dan okuduğumuz ayetlerde ve meallerinde Cuma günü ve Cuma namazına dikkatimizi çekmektedir.
Dinimize göre, şartlarını taşıdığımız zaman, Cuma namazını topluca kılmamız Allah’ın bir emridir. Hepimiz bu emre gereken hassasiyeti göstermeliyiz. Üzerine güneş doğan günlerin en hayırlısı ve içerisinde duaların geri çevrilmeyeceği icabet saati bulunan zaman dilimlerinden biri de Cuma günüdür. Dinimiz açısından bü-yük önem taşıyan bugün, haftalık bayramımız olduğu için camiye gelirken beden ve elbise temizliğine dikkat edip her türlü kötü kokulardan arınmalıyız.
Beş vakit namazımızı ferdi kılmamız mümkün olmakla birlikte cemaatle kıl-mamız daha faziletli sayılırken Cuma namazlarımızı cemaat ile kılmamız ve hatip tarafından okunan hutbeyi dinlememiz gerekir. Bu açıdan düşündüğümüz zaman Cuma namazlarındaki hutbelerimiz âdeta haftalık bir kongre mahiyetindedir. Hut-beyi dinledikten sonra kıldığımız Cuma namazlarında ibadet için bir araya gelmiş iken aynı zamanda tanışma ve kaynaşmamız da gerekir. Çünkü Cuma namazı, da-yanışma ruhuyla yardımlaşmamız, birlik ve beraberlik şuurumuzu kuvvetlendire-rek Allah’a birlikte ulaşmamız için önemli bir vesiledir. Cuma günü yapacağımız hayır dualarımızda sadece kendi nefsimizi değil tüm Müslümanları düşünmeliyiz. Camilerimizdeki vaaz ve hutbelerimizi iyi anlayıp hayatımıza yansıtmaya çalışmalı-yız. Bunu başardığımız oranda iyiliklerin yaygınlaşması ve kötülüklerin önlenmesi mümkün olur.
Mazeretsiz olarak Cuma namazını terk etmenin günah olduğunu unutmama-lı, konuya gereken hassasiyeti göstermeliyiz. Peygamberimizin sağlığındaki uygu-lamayı örnek alarak imkânlar elverdiği oranda hanımlarımızın ve çocuklarımızın da cuma ve cemaate katılmalarını teşvik etmeliyiz. Geleceğimizin teminatı ve göz bebeğimiz olan yavrularımızı Cuma namazlarına alıştırarak dinî, milli ve ahlakî de-ğerlerle yetiştirmeliyiz. Haftalık ibadetimiz olan Cuma namazı ile yavrularımızın ibadet şuurlarını geliştirmeliyiz.
Mazeretlerimiz sebebiyle Cuma namazına katılamadığımız zaman da Cuma na-mazı yerine o günün öğle namazını kılmakla sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız.
Yüce dinimiz İslam, dünya ve ahiret dengesini korumak için Cuma vaktinde na-mazı emrettiği gibi namazdan sonra da çalışmamızı emreder. Bunun için çalışmanın da bir ibadet olduğu bilinciyle hemen işlerimizin başına dönmeli, samimi ve dürüst olarak çok çalışmalı, üretmeli, ülkemizi ve milletimizi kalkındırmak için elimizden gelen bütün gayreti göstermeliyiz.