Rüya demektir. Esma (Allah’ın isimleri) yoluyla manevî eğitimi gerçekleştirmeyi amaçlayan tasavvuf okullarında düş, dervişe bulunduğu makamı gösterir. Mesela bir derviş rüyasında dağlar görürse, artık onun kalp mertebesini elde ettiğini ve bir sonraki derse geçmesi gerektiğini gösterir. Bu rüyaları, dinleyen şeyh, müride Allah’ın hangi isimlerini vird olarak çekmesinin icab ettiğini bildirir. Ancak, tasavvufta genel olarak rüyaya itibar edilmez. Zira rüyanın Rahmanî veya şeytanî olup olmadığı ancak, konunun uzmanı kişilerce ayırdedilebilir. Tabire muhtaç rüyaların analiz ve yorumunu yapmak için, Hz. Yusuf’un manevî mirası olan muabbir (rüya yorumculuğu) ligin elde edilmesi gerekir. Rüya ile çok meşgul olan müridlere, olgun sufiler, mübtedi (manevi yolun çoluk çocuğu) gözüyle bakarlar.
Düşe düşüp aldanma
Kendin hayrete salma
Senden gayri ne vardır,
Tabire muhtaç ola.
Gaybî
İnsanın, rüyadaki hayalleri ilgi odağı haline getirecek yerde, şu üç boyutlu deterministik dünyada, maddî gözle, sebep sonucun sağlam verilerine dikkat kesilmesi, ayağını sağlamca yere basması gerekir.
Rüyayı bırak Rüyete bak!…
Ahmed Amîş Efendi el-Halvetî
(Fatih türbedarı, ölüm tarihi 1920)