Dwight Eisenhower hükümetin sorumluluğu konusunda Yeni Düzen tarafından kurulan temel çerçeveyi kabul etmekle birlikte, başkanın rolünün sınırlanmasını sağlamaya çalıştı. “Dinamik muhafazakarlık” ya da “modern Cumhuriyetçilik” adı verdiği yaklaşımını “para konularında muhafazakar, insanlar konusunda liberal” olarak tanımlıyordu. Bir eleştirmene göre Eisenhower, “pek çok sayıda okul yapılmasını hararetle tavsiye edip gereken parayı vermemeyi” savunurmuş gibi görünüyordu.
Eisenhower’in ilk önceliği, yıllardır açık veren bütçede denge sağlanmasıydı. Harcamaları kısmak, vergileri azaltmak ve doların değerini korumak istiyordu. Cumhuriyetçiler, enflasyonu kontrol etmek uğruna işsizlik tehlikesini göze almaya hazırlardı. Ekonomiyi fazla harekete geçirmekte pek istekli olmamaları yüzünden ülke sekiz yılda üç kez ekonomik gerileme yaşadı.
Diğer alanlarda, deniz altındaki petrol yataklarının işletilme yetkisi federal hükümetten eyaletlere devredildi. Demokratların kamusal yaklaşımının aksine, enerji kaynaklarının da özel sektör tarafından işletilmesi yeğleniyordu. Eisenhower yönetiminin el attığı her konuda iş çevrelerine yaranmaya yönelindiği görülüyordu.
Eisenhower’in halkın karşısına pek çıkmama eğilimi, yasamada sık sık tıkanıklığa neden oluyordu. Buna karşın, benimsediği programların kabul edilmesi için el altından çalışıyordu. Görevi sona erdiğinde de işe başladığı günlerdeki kadar halk desteğine sahip kalan birkaç başkandan biri olmuştu.