Fransa’da Amerikalıların davasına ilişkin derin duygular besleniyordu; Fransa aydın çevreleri de feodaliteye ve ayrıcalıklara karşı ayaklanmış durumdaydı. Saray ise, ideolojik olmaktan daha çok jeopolitik nedenlerle, kolonicilere yardım ediyordu. Fransa Hükümeti, 1763 yenilgisinden beri İngiltere’ye karşı misillemede bulunma peşindeydi. Benjamin Franklin, Amerikalıların davasına destek sağlamak için, 1776’da Paris’e gönderildi. Akıllı, kurnaz ve aydın kişiliği sayesinde, kısa zamanda varlığını Paris’te hissettirdi ve Fransızların yardımını sağlama konusunda etkin bir rol oynadı.
Fransa Mayıs 1776’da Amerika’ya 14 gemi dolusu savaş malzemesi göndererek kolonilere yardım etmeye başladı. Gerçekten de, Amerikan ordularının kullandığı barutun çoğu Fransa’dan geliyordu. İngiltere’nin Saratoga’da yenilmesinden sonra Fransa, eski düşmanını ciddi ölçüde zayıflatmak ve Yedi Yıl Savaşı’nda (Fransız ve Kızılderili Savaşı) altüst olan güç dengesini eski konumuna getirmek için bir fırsat çıktığını gördü. 6 Şubat 1778’de Amerika ile Fransa bir Dostluk ve Ticaret Andlaşması imzaladılar. Anılan Andlaşmayla Fransa Amerika’yı tanıyor ve ticaret konusunda ödünler veriyordu. İki ülke ayrıca bir İttifak Andlaşması imzaladılar ve Fransa da savaşa katılırsa, Amerika bağımsızlığını kazanıncaya kadar her iki ülkenin de silah bırakmayacağını, her bir ülkenin, diğerinin rızası olmadan İngiltere ile barış yapmayacağını ve her bir ülkenin, diğerinin Amerika’daki topraklarını güvence altına alacağını kabul ettiler. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nin ya da öncüllerinin 1949’a kadar imzalayacağı tek ikili savunma andlaşması olmuştur.
Fransız-Amerikan ittifakı kısa zamanda çatışmayı yaygınlaştırdı. Haziran 1778’de İngiliz gemileri Fransız teknelerine ateş açtı ve iki ülke savaşa girdi. Yedi Yıl Savaşı’nda İngiltere tarafından işgal olunan toprakları geri almayı uman İspanya 1779’da Fransa’nın yanı sıra savaşa katıldı, ancak Amerikalıların müttefiki olmadı. İngiltere, Amerikalılarla ticaretini sürdüren Hollanda’ya 1780’de savaş ilan etti. Fransa önderliğindeki bu Avrupa güçleri topluluğu, İngiltere için, kolonilerin tek başına başarabileceğinden çok daha büyük bir tehdit oluşturuyordu.