Hatır ne demek?

1 min read

Arapça, akla gelen, hatıra gelen, hatırlayan gibi manaları olan bir kelimedir. Kâşânî’ye göre, kulun katkısı olmadan gelen, hitaptan kalbe doğan şeye hatır denir. Hitâb olarak gelenler dört kısma ayrılır:

Rabbanî hatır; sebebi kolayca anlaşılacak olan ve asla hatalı olmayan hatırdır. Bu, hatıratın ilkidir. Bu, kuvvet ve tasallut (egemen olma) ile bilinir. Def ile indifa (itmekle itilme) söz konusu değildir. Melekî hatır; görevli veya mefrûz olmak üzere gelir. Kısaca, melekî hatırda olan herşey, salâh (doğru, iyi)’tır. Ve buna ilham adı verilir. Nefsânî hatır; bunda, nefsin payı bulunur. Ve “hâcis” adı verilir. Şeytanî hatır; Hakk’a muhalefet etmeye, karşı koymaya çağıran hatırdır. Bakara/268’de şöyle buyurulur: “Şeytan size fakirliği va’deder, ve size kötülük (işletmek) le emreder”. Bir hadis-i şerifte” Şeytanın dostu, Hakk’ı yalanlamak, şerri vâdetmektir”. buyurulur (Suyutî, el-Camiu’s-Sağîr, ss. 90-1). Buna da “visvâs” adı verilir.

Bu dört hatır, bazı kaynaklarda şu şekilde açıklanır:

  1. Hâtır-ı Rahmânî : Sâlikin kalbinde, cemal-i vahdetin tecellisi ile, tam bir sükûnet halinin meydana gelmesine denir. Aynı zamanda muhabbetullah’ı ifâde eder.
  2. Hâtır-ı Melekî : Ahiret sevgisi ve ruhanî kuvvetlerin gelmesiyle, tâata yönelmenin ortaya çıkması yerinde kullanılan bir tâbirdir.
  3. Hâtır-ı Nefsânî : Nefis ve dünya sevgisinin, ruhanî kuvvetlere üstün gelmesine denir.
  4. Hâtır-ı Şeytanî : Nefse sevgi beslemek yüzünden, kötülük işlemek arzusu yerinde kullanılır bir tâbirdir. Şehvet ve mâsiyet demektir.
Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe