“Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın! Nerede olsanız Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz, Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.” (Bakara, 2/148)
Dünyada insanlar bir yarış içindedirler. Bu yarış bazen hayırda, bazen de şerde olur. Hayırda yarış, sadece para veya malını hayırlı işlere sarf etmek şeklinde anlaşıl-mamalıdır. Kişinin kendisine, aile fertlerine, çevresine, ülkesine ve milletine, daha da öteye giderek tüm insanlığa yaptığı iyilik ve güzellikler de hayırda yarış olarak telakki edilir. Bu yarışın çeşitli alanları vardır: Bu alanlardan birkaç örnek sunalım:
İmanda yarış: İmanın güçlü olması, kalbe yerleşmesi ve onun tadına varabil-mek için yarış
İbadetlerde yarış: İbadetlerin zamanında, tam ve eksiksiz olarak yapılması; riya ve gösterişten, acelecilikten uzak durarak, ibadetin ruhuna uygun olarak ihlâs ve samimiyetle yapılması.
Ahlakta yarış: En güzel ahlaka sahip olmak, tüm kötü huylardan arınmak için çaba göstermek.
İşte yarış: İşini güzel ve mükemmel bir surette yapmak, elinden gelen bütün hüneri göstermek suretiyle işini sağlam ve zamanında yapmak.
İnsanlığa hizmette yarış: İnsanın Allah’ın yarattığı en değerli varlık olduğu ger-çeğinden hareketle, ona değer vermek. İnsanı bir velinimet olarak kabul edip, cin-siyet, ırk, fakirlik-zenginlik, sosyal statü, kılık-kıyafetine bakmadan ona karşı gere-ken ilgi ve alakayı göstermek. Ezilmiş, sahipsiz, yetim ve dul kalmış insanların, ilaç parası bulamayan, başını sokacak yuva bulamayan kimselerin ellerinden tutmak.
Vatana hizmette yarış: Güzel vatanımızın kalkınması, hür ve bağımsız olarak yaşaması, milletler içinde hak ettiği dereceye ulaşması, ülkenin birlik ve beraber-liğinin, dirlik ve düzeninin korunması için çalış Ülkemizi geri kalmışlıktan kurtarmak, yer altı ve yer üstü zenginliklerini ülke insanının hizmetine sunmak için gayret göstermek, iş ve üretim sahaları açmak.
Eğitimde yarış: Sahip olduğumuz yavrularımızı çağın en son imkânlarını kul-lanarak, gelecek kuşaklara hazırlamak için maddi ve manevi imkânlarını seferber ederek tarihimizde şerefle yerini alan Biruni, İbn Sina, Gazali, Farabi, İbn Rüşd, Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre gibi bilim ve irfan adamlarını, keşif ve icat-ların öncülerini yetiştirmek için gayret sarf etmek.
Üretimde yarış: Azami derecede verimlilik ilkesine riayet ederek arazilerimizi ihya etmek, bilinçli tarım ve besicilik yapmak, üretim alanlarını çoğaltarak üretimi artırmak, hizmette kaliteyi artırmak, ihracatı artırarak memleketin kalkınmasına yardım etmek, bozuk ve kalitesiz mal üretmemek suretiyle güven temin etmek.
Bunları daha da çoğaltmak mümkündür. Başta da ifade ettiğim gibi bu “ayet-i kerime”yi sadece fitre, zekât, sadaka vermek olarak algılayıp, hayırda yarışı bu kap-samda değerlendirmek bizi yanıltır. Ayet-i kerime hakkında şunu da ilave etmek yerinde olacaktır: Müslüman, lüzumsuz ve gereksiz iş ve tartışmalarla uğraşmaya-cak, yapması gereken ne ise onu yapacak; sade şekle değil, o şekil içindeki ruha da bakacaktır.