Bu söz ile, dünyadan değil, dünya sevgisinden uzaklaşmak kastedilir. Geçiciyi kalıcıya feda etmek anlamında olmak üzere, madde ilahını, Vahid ve Kahhar Allah’ın huzurunda kurban etmek, tasavvufta esastır. Ancak Hıristiyan mistiklerinde görüldüğü gibi, bir ruhbanlık sözkonusu değildir. Sadece, sistemin adam yetiştirme yolunda, gerekli kurallarından biri olarak, hayatın küçük kesitlerinde (veya kesitinde) olgunlaşmak üzere, halvet (çile) uygulaması vardır. Bu da, ferdin topluma yararlı hale gelmesi açısından, bireysel değil toplumsal amaçlıdır. Ayrıca bu uygulama, ortalama 70 yıllık (yaklaşık 24.000 günlük) bir insan ömrünün sadece 40 gününe mal olur. Yani, bütün bir ömrün onbinde onyedisidir ki, bu fazla değildir. Bir insanın bir ömür içinde, tuvalette geçirdiği zaman miktarı bile, bu oranın 7-8 misli fazladır. Uyku ve yemek, taksi, otobüs yolculuğumuz, yaptığımız dedikodular ise, bundan kat kat fazladır. Olaya çok yönlü yaklaşılırsa, kulun insan olmak üzere, mükemmel varlıkla, yani Allah ile 40 gün başbaşa yaşadığı mahrem maceranın olumsuz olmadığı görülür. Şeriat ve hedefi açısından, bu tür bir uzaklaşmanın, olumsuz eleştiri konusu olmaması gerektiğini düşünüyoruz.