Arapça, halifelik, imamet, emirlik gibi anlamları bulunan bir kelime, islâm devletlerinin yöneticilerine halife denirdi. Taftazanî’ye göre hilafet; Hz. Peygamber (s)’den halef olarak, din ve dünya işlerindeki genel başkanlığa denir. Tarikatların hemen hemen hepsinde, şeyhlik makamına hilâfet denilir. İnsan-ı Kâmil’e, Allah’ın esma ve sıfatlarını ortaya çıkardığı için, halife denilir. Allah’ın ruhundan bir soluk olduğu için, her insan bilkuvve halifedir. insanın bir kul olarak, bunu bilfiil ortaya çıkarması gerekir. Emanet sadece insanda olduğu için, Allah’ın 99 ismini ortaya çıkarabilire kabiliyeti, varlıklar âleminde sadece insana verilmiştir. İki türlü hilâfetten bahsedilir.
Hilâfet-i Kübra : Bu zahiri dünyanın reisliğini ifade eder.
Hilâfet-i Suğra : Batînî âlemin reisliğini gösterir.
Yine ikinci bir hilâfet-i kübra, hilâfet-i suğra ayırımı vardır ki, ilki, tarikatta kol oluşturabilme yetkisine sahipliği ifade ederken, ikincisi, bulunduğu tasavvuf okulunun dairesi içinde görev yapar.