- Yaratılış, yaratılma.
Üzerinde yatıp kalktığı nız, yiyip içti ğiniz, gezip dolaştığınız, gülüp oynadığınız, dertlerinize devâ, korkulara, sı cağa-soğuğa, açlığa-susuzluğa, yı rtıcı ve zehirli hayvanlar ile düşmanların hücumlarına karşı koyacak vâsıtaları bulduğunuz şu yer küresi yapılırken, taşları, toprakları hilkat fırınlarının ateşlerinde pişirilirken, suyu ve havası kudret kimyâhânesinde imbiklerden çekilirken, siz nerede idiniz, ne içinde idiniz, hiç düşünüyor musunuz? (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
İslâmiyet’i işitmeyen çok kimse vardır ki, önceleri bozulmuş , uydurulmuş dinlerin mensuplarına aldanmışlar, astronomide ve fen mensuplarına ve bilhassa tıb ilminde gördükleri nizamlı hâdiselerin birbirlerine bağlantılarını düşünerek, hilkatin sırlarını bu hesaplı düzenin hakîkatini anlamak istemişlerdir. Bunlar yine akl -i selîmleri ile İslâmiyet’in bildirdi ği güzel ahlâkın bir çoğunu bulup müslüman gibi yaşamış, kendilerine ve başkalarına faydalı olmuşlardır. (M. Sıddîk bin Saîd)
İnsanın hilkatından maksat, kulluk vazîfelerini yapmaktır. (İmâm-ı Rabbânî)
- Doğuştan gelen vasıf, cibiliyet, fıtrat. (Bkz. Fıtrat)