Hıristiyanlıkta kutsal kitap ‘Bible’ (Kitab-ı Mukaddes) diye adlan dırmaktadır. O, Eski Ahit adı altında Yahudilerin kutsal yazıları ve Yeni Ahit adı altında Hıristiyan yazıları olmak üzere iki temel bölümden oluş maktadır. Hıristiyan inancına göre Eski Ahit, Tanrı’nın Hz. Musa ile Si na’da yaptığı ahdi temsil etmektedir. Yeni Ahit ise İsa’nın havarileriyle son akşam yemeğinde yaptığı sözleşmeyi temsil etmektedir. Bu özellik leriyle Eski ve Yeni Ahitte konuşan tanrı aynı tanrıdır; ancak Eski Ahit tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Zira onun layıkıyla anlaşılabil mesi için Yeni Ahit’e ihtiyaç vardır.
Hıristiyan inancına göre Eski Ahit’in en temel işlevi İsa Mesih’in gelişini müjdeleyen ifadeler taşıması ve bir bakıma insanlığı Yeni Ahit dönemine hazırlamasıdır. Dolayısıyla Hıristiyanlıkta Kitab-ı Mukaddes içerisinde özellikle Yeni Ahit ayrıcalıklı bir önem taşımaktadır. Yeni Ahit’i oluşturan yazılar temel özellikleri açısından şöyle sınıflanabilir:
1 . Rivayete dayanan kutsal yazılar: Bunlar Markus, Matta, Luka ve Yuhanna İncilleri ve Resullerin İşleri adlı kitaplardır.
- Mektuplar: Pavlus’un 13 mektubu (Romalılara Mektup; Korint lilere Birinci Mektup; Korintlilere İkinci Mektup; Galatyalılara Mektup; Efeslilere Mektup; Koloselilere Mektup; Selaniklilere Birinci Mektup; Selaniklilere İkinci Mektup; Timoteyus’a Birinci Mektup; Timoteyus’a İkinci Mektup; Titus’a Mektup; Filimun’a Mektup), İbranilere Mektup, Yuhanna’nın Üç Mektubu; Petrus’un İki Mektubu, Yakub’un Mektubu ve Yahuda’nın Mektubu.
- Apokaliptik yazılar: Bu kısmı da 1545 yılında yapılan Trent konsilinde Yeni Ahit külliyatına dahil edilen, Tanrı’nın nihai zaferi ko nusunda vizyonvari bir şekilde bilgi veren Vahiy kitabı oluşturmaktadır.
Yeni Ahit metinleri içerisinde tarihsel açıdan en eski metinlerin Pavlus’un mektupları olduğu kabul edilir. Ona atfedilen on üç mektuptan ise yalnızca bir bölümünün gerçekte ona ait olduğu ifade edilmektedir. Diğer taraftan Yeni Ahit metinleri arasında şüphesiz en önemli olanlar İn cillerdir. İncil metinleri İsa sonrası dönemde onun söz ve fiillerine dayalı geleneğin farklı yazarlarca bir araya toplanması sonucunda oluşmuştur.
Burada hemen şunun altını çizelim ki ne İncil yazarları ne de Yeni Ahit’in diğer kitaplarını telif edenlerin hiçbiri, tasvir ettikleri olayların bizzat görgü şahidi değildi. İncil yazarları, İsa’dan çok sonraki yıllarda kulaktan kulağa aktarılan sözlü ve yazılı geleneğe bağlı ikincil hatta üçüncül betimlemeciler konumundadır. Bu bağlamda, İsa’nın ilk elden orijinal hatıraları, 1) Hıristiyanların kendi dini liderlerini yüceltmek için onun evrensel nitelikli dinsel bir figür haline getirme çabalarıyla; 2) Ka leme alındıkları dönemin ölen ve dirilen tanrı motifleriyle; 3) Gentile kökenli Hıristiyanların oluşturduğu ilk kilisenin, kendisinden ayrıldığı merkezi Yahudiliğe karşı çıkmasıyla; 4) Bizzat Hıristiyan toplumunun farklı akımları içinde ihtilaf çıkaran polemiklerle; 5) ve İsa’nın yaşamın da cereyan eden olayların Eski Ahit peygamberlerinin verdikleri sözle rin yerine getirilmesi ve böylece de onun Eski Ahit peygamberliğinin ta mamlayıcısı olarak sunulmasıyla çeşitli şekillerde muhafaza edilmiş, ayıklanmış, geliştirilmiş, yüceltilmiş ve kısmen de tahrip edilmiştir. İsa’nın orijinal hatıraları bu şekilde manipüle edilmiştir.
Günümüzde Markus, Matta, Luka ve Yuhanna gibi isimlerle bilin melerine rağmen, İnciller gerçekte isimsiz olarak kaleme alınmışlar ve yüzyılın ikinci yarısından sonra bugünkü isimleriyle anılmaya başlan mıştır. Hıristiyan geleneğinde Matta ve Yuhanna, İsa’nın orijinal havarisi olarak kabul edilirken Markus, Pavlus’un takipçisi ve Luka da Pavlus’un öğrencilerinden biri olarak görülür.
MS 50-60 Q ve Tomas İncilleri
MS 70-80 Markus İncili
MS 80-90 Matta ve Luka İncilleri
MS 90-110 Yuhanna İncili
Bu kronolojiden de görüleceği üzere ilk Hıristiyan literatürünün ortaya çıkmasında doruk nokta MS 70 yılında Romalıların Kudüs’ü tama men ele geçirerek mabedi tamamen tahrip etmesi olayıdır. Zira mabedin yıkılmasıyla mabet kültü ve buna dayalı olarak da bürokrasi sona erince Yahudilik yeniden yapılanma sürecine girmiştir. İşte bu yeni süreçte bir tarafta Yahudiliğin temeli olan Rabbinik gelenek gelişirken diğer tarafta da İsa öğretisi etrafında şekillenen yeni hareket, bağlarını Yahudilikten tamamıyla kopararak yeni bir din olarak ortaya çıkmaya başlamıştır.
Dört İncil arasında en erken döneme ait olan metnin Markus İnci li olduğu kabul edilir. Gerçekte adı bilinmeyen bir Hıristiyan yazar bu ilk rivayet İncilini kaleme almıştır. İsa ile ilgili Markus İncilinin ortaya koyduğu bu yeni rivayet ondan yaklaşık on yıl sonra Matta ve Luka tara fından yeniden gözden geçirilmiş ve genişletilmiştir. Matta ve Luka inci li yazarları Markus İncili dışında şu an tam olarak bilinemeyen bir diğer İncil metnini kendilerine referans olarak kullanmışlardır. Onların kul landığı en önemli kaynak günümüz İncil araştırmacılarınca hipotetik Q İncili olarak adlandırılmaktadır. 1945’te bulunan Nag Hammadi Kütüp hanesi içinde yer alan İbrani Tomas İncilinin deşifre edilmesi bu İncilin varlığını ve muhtevasını sağlamlaştırmıştır. Çünkü bu İncil de tıpkı Q gi bi rivayet yapısı olmaksızın İsa’nın sözlerini ihtiva etmektedir.
Prof. Dr. Mahmut Aydın