Arapça, özgürlük demektir. Allah’tan başkasının kulu ve kölesi olmamak. Bir başka deyişle, hatırın, Allah’tan gayrisine bağlanmamasıdır. Hürriyet çeşitlidir: 1- Avam (halk) tabakasının hürriyeti, şehvetin köleliğinden uzaklaşmak şeklindedir. 2- Havassın hürriyeti, Hakk’ın iradesinde, iradelerini fani kıldıkları için, isteklerinin köleliğinden kurtulmak olarak tecelli eder. 3- Havvassu’l-Havassın hürriyeti ise, nurların nurunun tecellisinde boğulmak üzere, eserler ve şekillerin esaretinden sıyrılmak olarak tanımlanır. Cüneyd, hürriyeti, arifin son makamı olarak değerlendirir. Bişr “Allah seni hür yarattı, öyleyse bu yaratılışını muhafaza et” der. Sâlik hürriyetini elde edince, Allah’a sadık bir kul olur, ona ihlasla taat eder. Allah’ın kazasına sabırlıdır. Verdiği rızktan hoşnuttur.