“Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi. Hani kavmine şöyle demişti: ‘Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak Ba’l’e mi tapıyorsunuz?’ Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir. Ancak Allah’ın ihlâslı kulları başka. Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık. İlyas’a selâm olsun. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı.” (Sâffât, 37/123-132)
İlyas (a.s), Kur’an-ı Kerim’de kendisinden kısaca bahsedilen peygamberlerdendir
(Enâm, 6/85; Sâffât, 37/123). O, kavmini “Tevhid”e çağırdı ve milletine şöyle hitap etti:
“Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
“Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz?”
İlyas (a.s), tevhid inancından ayrılıp puta tapmaya başlayan İsrailoğullarına gönderildi. Ayet-i kerimede geçen “Ba’l” de Hz. İlyas’ın kavminin tapındığı putun ismiydi. Oturdu-ğu şehirlerinin ismi “Bek” olan bu halkın, tapındıkları puttan dolayı şehirlerinin isminin “Ba’lebek” olduğu kaynaklarda rivayet edilmektedir (Suat Yıldırım, “Ba’l”, DİA, IV, 553-554).
Puta tapan bu kavim, İlyas (a.s)’ın uyarmalarına kulak vermedi. İman etmedi. Tıpkı kendilerinden önceki peygamberlerin çağrısına uymayanlar gibi. Nitekim Kur’an-ı Kerim özellikle bu nokta üzerinde durmakta ve İsrailoğullarının zaman zaman nankörlük ettikle-rine dikkatleri çekmektedir (Bakara, 2/83-85; Câsiye, 45/16-17).
Hâlbuki o kutlu elçiler, ilimle ameli, hayatla ahlakı, hikmetle irfanı, dünya ile ahireti buluşturan ve barıştıran insanlık önderleri, hikmet ışığı ve hidayet rehberleriydi. Onlar, insanları küfrün bataklığından, bir olan Allah’ın tevhit yoluna, bilgi ve inancın aydınlığına çağırmıştı…
İşte İlyas, onların “En güzel Yaratıcı”yı bırakıp da, Ba’l’e tapmalarını, Tevhîd İnancı’nı temelinden yıkıp putperestliğe dönmelerini çirkin karşılamıştı. Hz. İlyas uzun bir mücade-le verdi, ancak onları doğru yola çevirme imkânı elde edemedi; sonunda onu yalanlamak suretiyle hakkı red ve inkâr ettiler. Evet, “ Onu yalanladılar” (Sâffât, 37/127).
Dünyada imansızlıklarının cezasını çekmiş olan bu halk âhirette de perişan olacaktı. Nitekim;
“Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir.” dendi. Ancak, her millete olduğu gibi onlar içinde de;
“Ancak Allah’ın ihlâslı kulları başka.” idi.
İlyas (a.s) kendisinden sonrakiler için de anıla gelmişti. Çünkü Allah böyle dilemişti.
“Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık.
İlyas’a selâm olsun.”
Görüldüğü üzere ayetlerde; İlyâs (a.s)’ın, İsrâiloğullarını hakka davetinden bir özet verilmekte, O’nun çağrısından örnekler sunulmaktadır. Öncelikle Hz. İlyas’ın uyarıp da-vet ettiği milletinin Allah’tan korkmadıkları, kötülüklerden sakınmadıkları; aynı zamanda Allah’ı bırakıp putperestliğe döndükleri konuya giriş anlamında yer verilmektedir. Sonra da ana tema şöyle işlenmektedir:
- İnsan eliyle yontulup şekillendirilen Ba’l ve benzeri putlar, ilâhî icat ve sanatın karşı-sında hiçbir anlam ve değer taşımaz. Çünkü kâinatı da, onda yer alan her varlığı da yaratan Allah’tır.
- Allah gelip geçenlerin de, gelecek olanların da yegâne yaratıcısı ve terbiye edicisidir.
İlyâs (a.s)’ın teblîğ ve irşatta bulunduğu kavmin çoğu inkârda ısrar etmişse de, ona inananlar da olmuştur. Daha sonra hak ile batılın devamlı mücadele hâlinde olduğu gös-terilmekte ve kıyamete kadar da bunun devam edeceğine, ancak batılın daima yok olma-ya mahkûm olduğuna işaret edilmektedir. Böylece İlyâs Peygamber de görevini lâyıkıyla yerine getirerek ilâhî iltifata mazhar olmuş ve kendisinden sonra gelenlere şerefli bir isim bırakmıştır.
Sonuç olarak iyi bir ün, iyilere Allah’ın mükâfatıdır. O halde geride iyi bir isim, bu kubbede hoş bir seda bırakmak için çalışılmalıdır. Bunun önde gelen şartı da hiç şüphe-siz imandır. İlyâs Peygamber gibi, hemen bütün peygamberler dünyada da, âhirette de Allah’ın selâm sıfatının tecellisine mazhar kılınmışlardır. Onlara dosdoğru uyan müminle-rin de bu sıfattan nasiplerini alacaklarında hiç şüphe yoktur.
Selam İlyas (a.s)’a ve ona tabi olanlara olsun…