“Hani İmran’ın karısı, ‘Rabbim! Karnımdakini sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin’ demişti. Onu doğurunca ‘Rabbim’ dedi, ‘Onu kız doğurdum.’ -Oysa Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilir- Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum.” (Âl-i İmran, 3/35-36)
Hz. Meryem, Allah tarafından insanlara rehberlik yapmak üzere gönderilen pey-gamberlerden birisi olan Hz. İsa’nın annesidir. Hz. İsa Kudüs’e yakın bir beldede Hz. Meryem’den babasız olarak dünyaya geldi. Bu doğum, yüce Rabbimizin bir mucizesidir.
Hz. Meryem Kur’an’da özel olarak adı geçen ve bir sureye ismi verilen, mübarek ve müstesna bir şahsiyettir. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in on dokuzuncu sûresi Meryem sûresidir. Hz. Meryem, Kur’an’da ismiyle anılan yegâne kadındır. Babasının adı İmran’dır (Âl-i İmrân, 3/35; Tahrîm, 66/12). Kur’an’da, annesinin adı verilmeden İmran’ın karısı diye bahsedilir. Yüce Allah Hz. Meryem’i taltif etmiş, onu övmüş ve yetiştirmiştir. Melekler ona, “Ey Meryem! Allah seni seçti; seni tertemiz yarattı ve seni bütün dünya kadınlarına üstün kıldı. Rabbine ibadet et, secdeye kapan, eğilenlerle beraber sen de eğil” diye tavsiyelerde bulunurlar (Âl-i İmrân, 3/37, 42-43).
Yüce Rabbimiz Kur’an’da, Hz. Meryem’i ve oğlu Hz. İsa’yı dünyaya getirişini bizlere özetle şöyle anlatır:
“(Ey Muhammed!) Kitapta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görün-müştü. Meryem, ‘Senden, Rahman’a sığınırım. Eğer Allah’tan çekinen biri isen (bana kötü-lük etme),’ dedi. Cebrail, ‘Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışla-mak için gönderildim,’ dedi. Meryem, ‘Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım halde, benim nasıl çocuğum olabilir?’ dedi. Cebrail, ‘Evet, öyle.’ Rabbin diyor ki, ‘O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir,’ dedi. Böylece Meryem çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. ‘Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!’ dedi. Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: ‘Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir çay akıttı. Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün. Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, ‘Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım’ de. Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: ‘Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın! Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.’ Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. ‘Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?’ dediler. Bebek şöyle konuştu: ‘Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı. Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti. Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).’ Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur.”
Yüce Rabbimiz, Tahrîm suresi 12 ayetinde de, “İmrân kızı Meryem’e ruhumuz-dan üfledik” buyurarak Hz. Meryem’in Hz. İsa’ya nasıl hamile kaldığını bizlere anlatır.
Hz. Meryem, Kur’an’da ve hadislerde en çok övülen kadınların başında gelir. O iffet, ismet ve takva gibi faziletleri kendinde toplamış bir şahsiyettir (Âl-i İmrân, 3/45; Enbiyâ, 21/91; Tahrîm 66/12). Hz. Meryem bedenî ve ruhî saflığı, kendini Allah’a ibadete adaması, iffet ve namusunu koruması sebebiyle “Betül” diye isimlendirilir. Betül ayrıca manevî mükemmellikle birlikte fizikî güzelliği de ifade ettiği için Hz. Meryem, zamanının en güzel ve en mükemmel kadını olarak anıldı (Lisânü’l-’Arab, “btl” md.; Hâzin, I, 273). Ayet-i kerimeye göre Meryem tertemiz bir kadındı (Âl-i İmrân, 3/42). Sevgili Peygamberimiz bir hadisinde Hz. Meryem’in Âsiye, Fâtıma ve Hatice ile birlikte cennet kadınlarının önde gelenlerinden olduğunu söylemiştir
64,80, 135). Bir başka hadisinde ise “Zamanındaki dünya kadınlarının en hayırlısı İm-ran kızı Meryem, bu ümmetin kadınlarının en hayırlısı da Hatice’dir” buyurulur (Buharî,
“Şehâdât”, 30, “Enbiyâ, 3”, 32, 45-46, “Menâkıbü’l-Ensâr”, 20).