“Bir de üzerine, sahte bir kan bulaştırılmış gömleğini getirdiler. Yakub dedi ki: Hayır! Nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah’tır.” (Yûsuf, 12/18)
Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İshak’ın oğlu olan Hz. Yakup, Kur’an’da birçok ayette zikredilen kutlu bir peygamberdir. Lakabı İsrail’dir. İsrail Allah’ın kulu demekti. Doğumu ve peygamberliği önceden müjdelenendi.
“ … Ona (Sâre’ye) İshak’ı müjdeledik; İshak’ın arkasından da Yakûb’u.” (Hûd, 11/71) Bu müjdede bir teselli anlamı vardı. Çünkü İbrahim (a.s) ve Sâre Babil’den çıkarılmışlardı.
“İbrahim, onları da onların taptıklarını da terk edince, ona İshak ile Yakup’u bağışladık ve her birini peygamber yaptık. Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik).”
Yakup kendisine vahiy indirilenlerdendi (Nisa, 4/163).
Hz. Yusuf’un da babası olan Hz. Yakup, ömrü boyunca ihlas sahibi, güçlü, ba-siretli ve seçkin kişiliği, bitmeyen sabrı ile (Yûsuf, 12/83; Sâd, 38/45-46) müminlerin şevkle örnek almaları gereken bir ahlak sergilemiştir.
Yüce Rabbimiz, her ayeti hikmetlerle dolu olan Kur’an’da geçmiş peygamberle-rimizin hayatlarından bölümler bildirerek, tüm kullarına büyük bir lütufta bulun-muştur. Peygamberlerimizin içinde bulundukları ortamları derin şekilde tefekkür etmeye ve sergiledikleri üstün ahlakı örnek almaya vesile olan peygamber kıssaları, bizlere bu kutlu şahısları tanıtan, Rabbimizden indirilmiş birer rahmettir. Peygam-berlerimizin müminler için güzel örneklerle dolu olan bu kıssalarından biri de Hz. Yakup kıssasıdır.
Üstün ahlakı, aklı, ihlası ile birçok ayette zikredilen Hz. Yakup, gösterdiği tevek-kül ile müminlere rehber olan bir hidayet önderi olmuştur.
Yakup (a.s) da diğer peygamberler gibi insanları Allah’a inanmaya ve O’na ibadet etmeye çağırdı. Kendisi bu yolda fevkalade örnek bir hayat yaşadı.
Kur’an-ı Kerim’de bildirildiğine göre, Yakup (a.s), İbrahim (a.s)’in yaptığı gibi, ruhunu teslim etmeden önce, çocuklarına vasiyette bulundu:
“O zaman (Yakup), oğullarına; ‘Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?’ demişti. (On-lar da); ‘Senin ilâhına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek bir ilâha ibadet edeceğiz; bizler O’na boyun eğmiş müslümanlarız,” dediler.”
Hz. Yakup’un 12 oğlundan biri olan Hz. Yusuf, yaşadığı her olayın hayır olduğu-nu bilerek, olaylar karşısında güzel bir ahlak göstermiş olan peygamberlerimizden biridir. Ancak kendisine yakın olan küçük kardeşi hariç, diğer kardeşleri imanı kav-rayamamış oldukları için Hz. Yusuf’a karşı zalim bir tuzak kurmuşlardır. Bu tuzak neticesinde ise Hz. Yakup da Hz. Yusuf gibi son derece tevekküllü bir ahlak sergile-miştir. Yusuf’un hasretiyle yıllarca sessiz sessiz inleyen, sonunda gözlerine ak inen, hüznünü içinde gizleyen, şikâyetini sadece Allah’a ileten, ancak bir an bile ümidini yitirmeyen Hz. Yakup, güzel bir örnek sergilemiş, son derece itidalli ve sabırlı dav-ranarak Allah’a dönüp yönelmiş ve sabırla Allah’tan yardım istemiş, yakın bir gele-cekte Hz. Yusuf’un kendisine kavuşacağı umudunu asla kaybetmemiştir.
“… Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah’tır.”
Ümit etmek, müminlerin önemli bir vasfı, kişinin imanının da bir göstergesidir. Samimi iman sahibi bir mümin; her olayın yalnızca Allah’ın dilemesi ile gerçek-leştiğini bildiği için hiçbir konuda üzüntüye, karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmez. Allah’ın müminlerin dualarına icabet ettiğinin şuurunda olduğu için, en kötü gö-rünen bir olayın bile imtihan ortamının bir parçası olduğundan ve müminler için mutlaka hayra dönüşeceğinden kuşku duymaz.
Hz. Yakup da, bu sırrın, yani her şeyin Allah tarafından yaratıldığının ve mü-minler için hayırlı olduğunun bilincinde olduğu için üstün bir ahlak sergilemiştir. Nitekim bu durum Kuran’da şöyle haber verilmiştir:
“Ey oğullarım! Gidin Yûsuf’u ve kardeşini araştırın. Allah’ın rahmetinden ümit kes-meyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.”
(Yûsuf, 12/87)
Hz. Yakup, oğullarının Hz. Yusuf’u bulacaklarına dair umudunu hiç yitirmemiş ve onlara Allah’ın rahmetinden umut kesmemelerini öğütlemiştir. Çünkü Allah’ın rahmetinden umut kesmek, Müslümanlara değil, inkâr edenlere ait bir ruh hâlidir. Hz. Yakup’un bu öğüdü de göstermektedir ki, şartlar ne kadar imkânsız gibi görü-nürse görünsün Allah’tan ümit asla kesilmemelidir.
Selam Yakup (a.s)’a ve ona tabi olanlara olsun…