Ekonomik kalkınma, ekonomik büyümeyi sağlayan ve yaşam kalitesini iyileştiren önemli bir bileşendir. Kalkınma kavramı sadece ekonominin büyümesi, gelirdeki artış ile özdeşleştirmek doğru bir yaklaşım değildir. Büyüme ve gelirin artması, Amartya Sen’in yaklaşımında ifade ettiği gibi özgürlükleri geliştirme aracı olarak önem taşımaktadır. Bu bölümde, kalkınmanın gelişimi ile ilgili tarihsel süreçlerin anlaşılması için kalkınma modelleri ve ortaya çıkışlarını ele almaktayız.
Klasik II. Dünya Savaşı sonrası ekonomik kalkınma literatürüne dört ana ve bazen de rekabet eden düşünce dizileri hakim olmuştur: büyüme aşamasının doğrusal aşamaları modeli, yapısal değişim teorileri ve kalıpları, uluslararası bağımlılık devrimi ve neoklasik, karşı devrim. Son yıllarda, tüm bu klasik teorileri kullanan eklektik bir yaklaşım ortaya çıkmıştır.
Büşra Karakuzu