Kur’an, insanlığa, tarihte tamamıyla yeni olan bir öğreti sunduğu iddiasında değildir. Onun sunduğu öğreti, ilk insandan itibaren Allah’ın hakikat ve kurtuluş olarak peygamberler aracılığıyla insanlara sürekli ola rak vazetmiş olduğu mesajın yeniden sunulması/hatırlatılmasıdır. İlk in sandan itibaren Allah tarafından kabullenilmesi belirtilen bu ilahi mesaj, tevhid ve tevhid bağlamında hayatı algılamayı ifade eden lslam’dır. Kur’an, insanları, geriye doğru tarihsel süreçte Allah’ın dini olarak insan lara sunulan ve bütün peygamberlerce tekrar tekrar hatırlatılan lslam’a davet etmektedir. Kur’an insanlığa bu hatırlatmayı yapan son vahiy, Hz. Muhammed ise son elçidir. Bu bağlamda Kur’an, önceki vahiyleri reddet meyen, bilakis tasdik eden (musaddık) bir kitaptır (3. Al-i İmran, 3-4; 5. Mfüde, 46-47). Onun insanlara sunduğu temel öğretiler, daha önce insan lara gönderilen kitaplarda da tekrar tekrar vurgulanmıştır; bu yönüyle Kur’an, vahiy geleneğinin son halkası olarak ilahi mesajın tarihsel açılımı serüvenini tamamlamakta; son vahiyle ilk vahiy Kur’an’ da buluşmaktadır.
Kur’an kendisini önceki vahiylere doğrulatmakla birlikte, kendi sinden önceki kitabın ya da ilahi mesajın değiştirildiğine, bozulduğuna da dikkat çeker. Burada önemle üzerinde durulması gereken husus, Kur’an’ın bu argümanında, kitabın tahrif edildiği mesajıdır. Kur’an, ta rihte tekrar tekrar iletilen kitabın insanlar tarafından değiştirilip bozul duğuna dikkat çekmekte ve bu çerçevede kendisiyle ilahi mesajın yeni den insanlığa açılımının sağlandığını belirtmektedir. Nitekim Kur’an’ın genelinde kitaba yapılan tahrifle ilgili çeşitli örnekler verilmekte; örne ğin Allah inancıyla, çeşitli peygamberlerle, seçilmişlik düşüncesiyle ve benzeri birçok konuyla ilgili Ehli Kitabın (Yahudilerle Hıristiyanların) yanlışları düzeltilmektedir.
Kur’an hem Yahudileri hem Hıristiyanları unuttukları veya farklı laştırdıkları Allah’ın dinine tekrar davet etmekte ve bir Allah inancında buluşmaya çağırmaktadır. Onların hahamlarını ve rahiplerini Allah’ın dışında rabler edinmekte olduklarına dikkat çekilmekte (9. Tevbe, 31) ve onları yalnızca Allah’ı rab ve ilah edinmeye ve yalnızca ona ibadet et meye davet etmektedir:
De ki: “Ey Kitab ehli, ancak Allah’a kulluk etmek, ona bir şeyi ortak koşmamak, Allah’ı bırakıp birbirimizi rab olarak benim sememek üzere, bizimle sizin aranızda müşterek bir söze ge lin.” Eğer yüz çevirirlerse: “Bizim Müslüman olduğumuza şahit olun.” deyin (3. Al-i İmran, 64).