Arapça, aydınlatmak demektir. Bu kelime aydınlanma (illümination) yönünde Suhreverdî Mabtûl tarafından geliştirilmiş ve onun kurduğu sistem “Mezhebü’l-İşrâk” veya “İşrâkiyye” olarak adlandırılmıştır. Ruhun arındırılması sonucu doğan iç ışık ile aydınlanma, insanı hakikate götürür. Bu yüzden Suhreverdî, Heyâkilü’n-Nur’da Allah’a şu duayı yapar: “Ey Kayyûm! Bizi nur ile destekle, bizi nur üzerinde sabit eyle, bizi nurda haşreyle, taleblerimizdeki hedefi senin rızan eyle”. Onun Eflatun’daki sudur nazariyesinden etkilenmiş olduğu ortada olmakla birlikte, Muhammedî Şeriatı inkar etmediği de muhakkaktır.