Başkan Joe Biden ve Erdoğan G20 Zirvesinde Görüşme Gerçekleştirdi
Başkan Joe Biden ve Erdoğan G20 Zirvesinde Görüşme Gerçekleştirdi

Japonya, Pearl Harbor ve Savaş – Amerika Tarihi

3 mins read

Pek çok Amerikalının Avrupa’daki savaşı endişe içinde izlediği günlerde, Asya’da gerilim giderek artıyordu.  Stratejik konumunu geliştirme fırsatını yakalamış olan Japonya, üstünlüğünü tüm Büyük Okyanus’a yayacak bir “yeni düzen” ilan etti.  Nazi Almanyası karşısında bir yaşam savaşı veren İngiltere buna direnemedi,  Şanghay’dan çekildi ve Birmanya Yolu’nu geçici olarak kapattı. Japonya 1940 yazında, Fransa’daki zayıf Vişi hükümetinden Çin Hindi’ndeki  hava alanlarını kullanma izni aldı. Japonya Eylül ayında da Roma-Berlin Mihveri’ne katıldı.  Amerika Birleşik Devletleri de buna karşı bir misilleme olarak Japonya’ya yapılan hurda demir ihracatına ambargo koydu.

Japonya, İngiltere sömürgesi Malaya ve Hollanda sömürgesi Doğu Hint Adaları’ndaki petrol, kalay ve kauçuk kaynaklarına doğru güney yönünde hareketlenecek gibi görünüyordu. Japonya Temmuz 1941’de Çin Hindi’nin geri kalan kesimlerini işgal etti ve Amerika Birleşik Devletleri de bankalardaki Japon mevduatını dondurdu.

General Hideki Tojo Ekim 1941’de Japonya Başbakanı oldu. Kasım ortalarında, Dışişleri Bakanı Cordell Hull ile görüşmek üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne bir özel temsilci gönderdi. Japonya, diğer bazı taleplerinin yanı sıra, A.B.D.’nin Japon mevduatını serbest bırakmasını ve donanmasının Büyük Okyanus’taki yayılmasını durdurmasını istedi. Hull da, dondurulmuş mevduatın serbest bırakılmasına karşılık, Japonya’nın Çin’den ve Çin Hindi’nden çekilmesini talep etti.  Japonlar incelemek için iki hafta süre istedikleri bu öneriyi 1 Aralık’ta reddettiler. Franklin Roosevelt 6 Aralık’ta doğrudan doğruya Japon İmparatoru Hirohito’ya baş vurdu. Buna karşılık 7 Aralık sabahı uçak gemilerinden havalanan uçaklar Havaii’nin Pearl Harbor limanındaki A.B.D. Büyük Okyanus filosuna saldırdılar. Bu beklenmedik ve yıkıcı saldırı sırasında 5’i savaş gemisi olmak üzere 19 tekne batırıldı, yaklaşık 150 A.B.D. uçağı imha edildi,  2.300’den fazla denizci, asker ve sivil öldürüldü. O gün Amerika’nın lehindeki tek şey, baskını izleyen günlerdeki Büyük Okyanus deniz savaşında önemli rol oynayacak olan A.B.D. uçak gemilerinin limanda demirli değil denizde seferde bulunmalarıydı.

Havaii, Midway, Wake ve Guam’a yapılan Japon baskınlarının ayrıntılı haberleri radyolarda yayınlandıkça, şaşkınlık öfkeye dönüştü ve Başkan Roosevelt bunun “bir alçaklık günü olarak anılarda yaşayacağını” söyledi.  Kongre 8 Aralık’ta Japonya’ya, üç gün sonra da Almanya ve İtalya Amerika Birleşik Devletleri’ne savaş ilan ettiler.

Ülkede büyük bir hızla insan ve endüstriyel kaynak seferberliği başlatıldı. Başkan Roosevelt 6 Ocak 1942’de inanılmaz üretim hedefleri açıkladı: bir yıl içinde 60.000 uçak, 45.000 tank, 20.000 uçaksavar topu ve toplam 18 milyon ton kapasiteli  ticaret gemisi teslim edilecekti. Ülkede tarım, imalat, madencilik, ticaret, istihdam, yatırım, iletişim ve hatta eğitim ve kültür alanındaki  tüm faaliyetler, şu ya da bu şekilde yeni ve daha sıkı bir denetim altına alınmıştı. Ülkede önemli miktarda para toplandı ve gemi, zırhlı araç ve uçak seri imalatı için büyük yeni fabrikalar kuruldu. Ülkede geniş nüfus hareketleri oldu. Bir dizi yasa çıkarılarak yaklaşık 15.100.000 kişi silah altına alındı.  1943 yılı sonlarına gelindiğinde, hemen hemen 65 milyon kişi silahlı kuvvetlerde ya da savaşla ilgili işlerde çalışıyordu. Amerika Birleşik Devletleri’nin saldırıya uğraması sonucu, yalnızcılık yanlıların çağrıları yanıtsız kaldı ve büyük bir hızla askeri seferberliğe girişildi. Buna karşın, hem Pearl Harbor baskını yüzünden hem de Asyalıların casusluk yapacakları  korkusu nedeniyle Amerikalılarda yeni bir hoşgörüsüzlük baş gösterdi ve  Japon-Amerikalılar enterne edildiler. Şubat 1942’de, California’da yaşayan  yaklaşık 120.000 Japon-Amerikalı evlerinden alınıp dikenli tellerle çevrilmiş berbat koşullu 10 geçici kampta toplandılar;  daha sonra da, ücra Güneybatı kentleri yakınlarındaki “yeniden yerleştirme merkezleri”ne gönderildiler. Bahis konusu Japon-Amerikalıların yaklaşık yüzde 63’ü Amerika’da doğmuş (Nisei) kişilerdi, yani A.B.D. vatandaşıydılar.  Hiçbir casusluk kanıtı bulunamadı. Gerçekten de, Havaii ve kıta Amerika Birleşik Devletleri kökenli Japon-Amerikalıların oluşturduğu iki piyade birliği, İtalya cephesinde onurlu ve değerli görevler yerine getirdi.  Diğer bazıları Büyük Okyanus’ta sözlü ve yazılı çevirmenlik görevlerinde bulundular.   A.B.D. Hükümeti 1983’te, enterne etmenin adaletsiz bir davranış olduğuna karar verdi ve o günlerde yaşamış ve  halen hayatta bulunan Japon-Amerikalılara sınırlı bir tazminat ödendi.

Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe