Ölen kimsenin konulduğu (defnedildiği) yer demektir. Buna mezar da denir. Burası dünya hayatıyla ahiret hayatı arasında bir geçiş yeridir.
Kabirde sual haktır. Ölü, kabre konulduğunda kendisine iki melek gelir. Bunlara, “Münker Nekir” denir. Ölüye, “Rabbin kim? Peygamberin kim? Dinin ne?” diye sorarlar.
Mümin olan kimse bu sorulara, “Rabbim Allah, peygamberim Muhammed (sas.), dinim İslam” cevabını verir. Melekler bu cevabı alınca sevinir ve ölüyü kutlarlar. Artık kabir bu kimse için cennet bahçelerinden bir bahçe olur ve o, cennet hayatının tadını daha burada iken tatmaya başlar.
İnanmamış olan ise bu sorulara cevap veremez. Bu kimse için kabir, cehennem çukurlarından bir çukur olur ve o, cehennem azabının acısını burada tatmaya başlar. Nitekim Peygamberimiz bu konuda,
“Kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukurdur.”49 buyurmuştur.
Sual için kabir şart değildir. Herhangi bir şekilde ölmüş ve kabre konulamamış olanlara, mesela suda boğulmuş veya yanıp kül olmuş olanlara da sorulur.
Ancak, peygamberlere ve çocuk yaşta ölmüş olanlara sual yoktur.