“Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.” (Kamer, 54/49)
Yüce Allah kâinattaki her şeyi bir ölçü ve bir denge esasına göre yaratmıştır. Kâinatta ölçüsüz, dengesiz, hesapsız, plansız hiçbir şey yoktur. Ekoloji bilimine göre de, kâinatın çok hassas eko sistemlere ve dengelere sahip olduğu; bu nedenle de insanın bu ekolojik sistemleri dikkate alması gerekmektedir. Bu ölçünün hafif bir bozulması ile de dünyanın dengesi bozulacaktır. Bunu bozmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Bilakis bizler, dünyamızın bu yaratılış dengesine bugün her zamankinden daha çok dikkat etmeliyiz.
Dünya nüfusunun hızla artması, hızlı şehirleşme, endüstriyel atıklar, sanayileş-me için doğanın katledilmesi, insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Zehirli gazlar, fabrikalarda mal ve hizmet üretimi, gittikçe artan ulaşım araçları ve ısıtma tesisatlarının çalışması sonucunda meydana gelerek havaya karışmaktadır. Miktarı gittikçe artan tonlarca ağırlıktaki bu zararlı gazları yok etmeye doğal dengenin gücü yetmemektedir. Ormanların tahribi ve erozyon sorunu, hızlı nüfus artışı, düzensiz şehirleşme ve yeşil alanların eksikliği, kıyıların bozulması, sanayide kullanılan kim-yasal maddelerin insan sağlığına etkisi, hep bu dengeyi bozmaktadır.
Tüm canlılar arasında, bulunduğu ortamı en çok etkileyen, şüphesiz ki, insan-dır. Kâinatta her şey insan için yaratılmış ve insanın emrine verilmiştir. İnsan kadar çevresini etkileyen başka hiçbir canlı yoktur. İnsan, canlı-cansız çevrenin çok hızla ve düzensiz biçimde değişmesinin sorumluluğunu yüklenmiş durumdadır. Bu du-rumu yüce Allah, Kur’an’da şöyle açıklamaktadır:
“ Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalim ve çok cahildir.”(Ahzâb, 33/72)
İnsanın yüklendiği emanet, başta akıl, irade ve iradeyi serbestçe kullanmanın gerektirdiği sorumluluklardır. İnsan iyi ve kötü arasında seçim yapabilme yeteneğini olumlu yönde kullanmadığı zaman, hem kendine hem de çevresine zulmetmiş olur.
Şimdilerde hepimizin korumaya çalıştığı bu dengeye, Kur’an şöyle dikkatlerimi-zi çekmektedir:
“Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.”
Kur’an’ın dikkat çektiği bu durum göz önüne alınırsa, bu ölçüye bütün insan-ların alabildiğine dikkat edip ona sahip çıkması, onu tahrip etmemesi ve o dengeyi bozmamaya azami dikkat göstermesi gerekmektedir.
İslam, insanın tabii çevreden faydalanmasına izin verir, ama bu faydalanma ge-reksiz ve keyfî kullanımı icap ettirmez. Bu dengesiz kullanım toprakta verimi azalt-makta ve doğal dengenin bozulmasına yol açmaktadır.
Bugün dünyamızda yaklaşık olarak 5-6 milyar kadar insan yaşamaktadır. Her bir insanın bir kere canı istediği veya eğlence için bir ağaç kestiğini veya bir hayvanı öldürdüğünü düşünün. Altı milyar ağaç veya altı milyar hayvan. İsraf ettiği suları, çöpe döktüğü ekmekleri ve diğer gıda maddelerini bir düşünün? Ufak bir hareketin ne kadar büyük sonuçlar getirdiği açıktır. Yüce Allah, insanların ellerinin işledikleri günahlar sebebiyle, karada ve denizde fesat çıktığını belirtmektedir (Bakara, 204-205).
Allah’ın eseri olan kâinattaki bu hassas dengenin korunmasında görev ve so-rumluluk en güzel şekilde yarattığı ve kendisine halife kıldığı insana verilmiştir. Buna göre, hiçbir insan kâinatın dengesini bozmamalı ve bozulmasına seyirci de kalmamalıdır.
Sonuç olarak, dünyamızın sahip olduğu kaynakların sınırlı olduğunu bugün her zamankinden daha iyi biliyoruz. Savurganlık ve aşırı tüketim sadece bizleri de-ğil, dünyayı kendilerine emanet edeceğimiz gelecek nesilleri de etkileyecektir. Bu nedenle tüketim konusunda bilinçli ve duyarlı olalım. Ekolojik sistemin ve doğal dengenin bozulmamasına çok dikkat edelim. Çevrenin tahrip edilip ekolojik denge-nin bozulmasıyla çocuklarımızın ve insanlığın geleceğini tüketip, şimdiden insanlı-ğın yok oluşuna neden olabilecek girişimlerden alabildiğine kaçınalım. Bu hususta hepimiz el ele verelim. Yüce Allah’ın yarattığı bu dengeyi, çevremizi ve içindeki tüm canlıları, Allah’ın bir emaneti görerek ölçülü kullanalım ve bir ibadet anlayışı içerisinde koruyalım.