Çeşitli kaynaklarda, halı kelimesinin aslını teşkil eden “kalî”nin (küçültmeli şekli kalîçe) Farsça sözlükte hem kalînin hem de bu dilde onunla aynı anlamı taşıyan kalî (değerli bir halı çeşidi; küçük halı, seccade) Türkçe olup kelime Türkçe’den Farsça’ya geçmiştir. Osmanlı döneminde kaliçecilik yani halıcılık oldukça önemli bir sektördü ve Avrupa’nın bile bu sektöre yoğun ilgisi vardı.
Osmanlı Devleti kumaş, kaliçe, kilim vb. dokumaların kalite, dayanıklılık, renklerinin solmaz olması ve kumaş toplarının belli bir arşında yapılması için birtakım usul ve kurallar koymuştur. Bunların iyi ve sağlam ve tam top olmasından esnaf şeyh ve kethüdaları yani esnaf heyetleri sorumluydu. Ülkedeki dokuma ve kumaş tezgâhları her zaman kontrole tabi idi. Her kime ait olursa olsun ülke dışına çıkacak eşya için mutlaka idarenin müsaadesi lazımdı. Bütün eşya hükümetçe tayin edilen narh üzerinden satılırdı. Yabancı memleketlere gönderilecek dokumaların sağlam, renkleri sabit ve ölçüye uygun olup olmadığı iyice incelenir, miri damgasıyla damgalanır ve bu suretle bunların memleket dışındaki rağbetlerinin muhafazasına titizce itina gösterilirdi. Halıcılığın geliştirilmesi, standartların ve kalitenin yükseltilmesi için de devlet tarafından bir takım tedbirler de alınmıştır. Dokumaların desenlerine dahi müdahale edilmiş, üretimde mümkün olduğunca kalite ve estetiğin yakalanması için çaba sarf edilmiştir. Sipariş usulü ile yaptırılan dokumalar da örnek numunelere göre yaptırılmıştır. Askerî ihtiyaç için yaptırılan dokumalarda malzeme seçimine bile dikkat edilmiş, ülkedeki dokuma üretiminde modaya uygun üretim desteklenmiş, boyahanelerdeki kötü, kalitesiz boyamalar yasaklanmış ve dokunan halıların kalitesinin düşürülmemesiyle alakalı emirler yayınlanmıştır.
Ahmet AYTAÇ
KAYNAKÇA
Ahmet Aytaç, Geleneksel Türk El Dokumacılığı Sanatı, Konya 1999; aynı yazar, “Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki Bazı Fonlar ve El Dokumacılığı ile Alakalı Belgelere Dair”, Turansam Dergisi, V/17, Kars 2013, s. 1-10; Ahmet Aytaç, “Osmanlı Dönemi Dokuma Çeşitliliği”, Vizyon Dergisi, sy. 20, Konya 2012, s. 110-111.