Arapça, iki ayrı kelime, “evet, dediler” manasına gelir. Bu ifade, Kur’ân-ı Kerim’deki A’raf Suresi’nin 172. âyetlerinde yer alır: “Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik, demeyesiniz diye, Rabbin ademoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini aldı, onları kendilerine şâhid tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da) Evet (Rabbimiz olduğuna) şahit olduk dediler.” Allah’ın ruhlardan aldığı bu misak için, şu tâbirler kullanılır: Bezm-i elest, bezm-i ezel. Sûfilere göre, her insan, kabiliyetine ve yeteneğine göre, amel etmesi bakımından, hâl diliyle her ân, “sizi yetiştiren, bakan, geliştiren, büyüten Ben değil miyim?” sorusu tekrarlanmakta ve herkes, hal diliyle “evet” demektedir. Bu dünya, elest bezminde, Allah’a verilen sözün tutulup tutulmadığının denendiği bir sınama yeridir.
Kalem çalınıcak görgil
Haber böyledürür bilgil,
Kâlû belâ kelecisin
Bunda haber veren benem.
Yunus Emre
Tâ kâlû belâdan sevdik seviştik
Bizimle ezelî yarır mahabbet
Üstad nazarında, ikrar kopuşduk
Mü’mine kadîm ikrardır