Siyer’in geçmişten günümüze kaynaklarına baktığımızda, hemen hemen hepsinin Arap Dili ve Edebiyatı’nın da bir şekilde kaynağı olduğu görülür. Bu durum ya, Arap Dili ve Edebiyatı’nı anlamada gerekli olan alt yapı tarihî ve coğrafi bilgilerdir ya da bizzat konu ile ilgili bilgilerdir. Bazı eserler de vardır ki bire bir her iki alanın da ortak kaynaklarıdır. Bu nedenle bu iki bilim dalına İslâmî ilimlerde kaynak açısından iç içe geçmiş en önemli iki bilim dalı dememiz abartı olmayacaktır.
Söz konusu alanların kaynaklarının benzerlik ve ortaklığının iyi anlaşılması açısından belli başlı öne çıkan kaynaklardan bazılarını belirtmemiz faydalı olacaktır.
- Ezrakî, “Ahbârü Mekke”,
- Cevâd Ali, “Târihu’lArab Kable’lİslâm”,
- Muhammed Şükrî elÂlusî, “Bülûgu’lEreb fi Ma’rifeti Ahvâli’lArab”,
- Nâsuriddîn Esed, “Mesâdirü’şŞi’ri’lCâhilî”,
- Carl Brocelman, “Târîhu’lEdebi’lArabî”,
- Corcî Zeydân, Târîhu Âdâbi’lLügati’l’Arabî,
- Taha Hüseyn, “fi’lEdebi’lCâhilî”,
- İsfehânî, “elEganî”,
- İbn Esir, “elKâmil fi’tTârîh”
- Mufaddal b. Dabbî, “elMufaddaliyât”,
- Asmaî, “elAsmaiyyât”,
- Ebu Temmâm, “Divânü’lHamâse”,
Divanlar: İslâm Öncesi, Sadrü’lİslâm, Emeviler, Abbasiler ve günümüze kadar gelen şairlerin yüzlerce divanı.
- Lügatler: Halîl b. Ahmed’in “Kitabü’l’Ayn” adlı lügatinden itibaren yüzlerce lügat.
- İbn Kelbî, “Kitabü’lAsnâm”,
- Yâkût elHamevî, “Mu’cemü’lBüldân”,
- Adem Apak’ın “İslâm Tarihinin Ana Kaynakları ve Müracaat Eserleri” adlı makalesi. Söz konusu makalede yüze yakın İslâm Tarihiyle ilgili kaynaklara yer verilir. Bu kaynakların hemen hemen tamamının, Arap Dili ve Edebiyatı’nın kaynağı konumunda olduğu görülür.
Genel olarak Siyer kaynağı olan bazı eserlerde Arap Dili ve Edebiyatı ile ilgili konu ve bölümleri sıkça görmek mümkündür. Örnek olması açısından öne çıkan bazı Siyer ve İslâm Tarihi kaynaklarına göz atmamız yararlı olacaktır.
İbn İshak, “esSiretü’nNebeviyye”:
İbn İshâk bu muhtasar eserine Hz. Peygamber’in nesebi ile eserine başlar. Zünuvâs gibi emirlerle ilgili fahr (övgü) şiirlerine yer verir. Eserinde hemen hemen her konuyla ilgili şiirlerden nakiller yapar. Arapçanın özelliklerinden bahseder. Ümeyye b. Ebi’sSalt’ın şiirlerine geniş yer verir. Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib’in Kabe’nin kapısına tutunarak söylediği şiiri coşkuyla terennüm eder. Yine Abdullah b. ezZiba’ra’nın Ebrehe’nin ordusunun hezimetini anlatan şiirine yer verir. Kabilelerin taptıkları putlar hakkında bilgileri, onlarla ilgili şiirleri de derleyerek nakleder. Peygamberimizin annesi Âmine’nin oğlunu rüyasında müjdelendiğinin tasvir edildiği şiiri nakleder. Varaka’nın Hz. Peygamber’i metheden şiirleri konu içinde ele alır. Ebû Tâlib’e ait şiirleri ayrı bir coşku ile anlatır. Peygamber şairi Hassân b. Sâbit’in şiirleri, Hansâ’nın mersiyesi, Uhud Asaşı ile ilgili şiirler, Peygamber şairi Ka’b b. Mâlik ile ilgili şiirler ve Beni Nadir’in sürgün edilmesi ile ilgili şiirlerden birer demet sunar. Kısaca hemen her konuyu şiirle tezyin eder.14 İbn İshâk şiire o kadar önem verir ki bazen sâhibine ait olmayan şiirleri de nakleder. Nitekim İbn Sellâm elCümahî gibi edebiyat eleştirmenleri tarafından bu yönü tenkit edilmiştir.
İbnu’lEsîr, “elKâmil fi’tTârih”:
İbnu’lEsîr’in, “elKâmil fi’tTârih” adlı geniş hacimli eserinde bolca şiir karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla söz konusu eser, Arap edebiyatçısının direkt ve dolaylı başvuru kaynağı niteliğindedir. Hicri takvimin tarihi ve başlangıcı ile ilgili şiirlere dahi yer verir. Ficâr Asaşları ile ilgili şiirlerden demetler sunar.
“Erdemliler grubu (hilfü’lfüdûl), Mekke vadisinde tek bir zalimin kalmaması için sözleşip anlaşma yaptılar.”
Hz. Ebû Bekir, Hassân b. Sâbit ve Haricilerle ilgili bol miktarda şiirlerle konuyu süsler ve edebî zevkin canlanmasına yardımcı olur.
Belâzurî, “Ensâbü’lEşrâf”:
Belâzurî de Arap dili ve edebiyatına önem verir. Arapların atası Ya’rub Kahtan’a ait şiirlerden nakiller yapar. Abdülmuttalib, Fil Ordusu, Şâir Nâbiga ezZübyânî, Velîd b. Mugîre hakkında şiirler nakleder. Ka’b b. Mâlik’in şiirine atıfta bulunur. MuhâcirEnsâr kardeşliğini tasvir eden şiirlere de örnekler verir. Belâzuri’nin Arap dilinin özelliklerini ve şiirlerini eserinin birçok yerinde görmek mümkündür.
İbn Reşîk elKayrevânî, “el’Umde fî Mehâsini’şŞi’r ve Âdabihi ve Nakdih”:
İbn Reşik’nin, bu eseri Arap edebiyatı ile ilgili olmakla beraber Arap kabileleri, şiir tarihi, şiir söyleyen sahabiler, şiirle kazanç, Arapların nesepleri, halife, kadı ve fakih şairler, Eyyamü’lArab, at, ahbar, ülkeler gibi çok miktarda İslâm tarihinin direkt ilgilendiği alanlarla ilgili sağlıklı bilgiler vardır. Âdeta bu eser Arap edebiyatı ile İslâm Tarihi’nin iç içe geçtiği ansiklopedik bir eser olarak önemli bir konuma sahiptir. Nitekim İbn Haldûn da İbn Reşîk ve bu eserinin över ve İbn Reşik kadar edebî sahaya hâkim birini görmediğini belirtir. Hatta İbn Haldûn’un “Mukaddime” adlı eserinde Arap kültürü ile ilgili bölümü telif ederken en önemli referansının bu eser olduğu görülür. Bu durumu müsteşrikler de ifade eder.
Isfehânî, “elEgânî”:
Isfehânî’nin şarkılar anlamına gelen “elEgânî” adlı eseri Arap dili ve edebiyatı, tarih, Arap kültür tarihi, şarkı ve tarihi ile ilgili kapsamlı bir kültür tarihi eseridir. Bu eserde ele aldığı konularla ilgili bir şiir veya şarkı sözünü nakleder. Eser kronolojik olmamakla beraber kendine göre seçme konulara yer verir. Tarihî şahsiyetlerin hayatları, şiirleri ve özellikleri ile ilgili eğlendirici ve eğitici bilgilere yer verir. Emeviler dönemi gazel şairi Ömer b. Rebi’a’ya ağırlık verir ve onun gazellerinden alıntılar yapar. Emeviler dönemi nakize (atışma) şairlerinden Ferezdak, Cerir ve Ahtal’ın atışmaları ile ilgili şiirleri nakleder ve atışma durumları hakkında bilgi sunar. O dönemin ünlü eleştirmeni Sükeyne bintü elHüseyn’in bu şairler hakkında yaptığı hakemlik ve eleştirileri, şiir zevki ve eleştirisi kapsamında uzun uzun anlatır.
Zemahşerî, “elMüsteksâ fî Emsâli’l’Arab”:
Arap atasözleri (darbı mesel) de hem Arap dilinin hem de Siyer’in önemli başvuru kaynağıdır. Atasözleriyle ilgili çok sayıda eser telif edilmiştir. Bunlardan biri de Zemahşerî’nin, “elMüsteksâ fî Emsâli’l’Arab” adlı eseridir. Bu eserlerdeki atasözleri İslâm öncesi dönemden itibaren yaşanmış bir olaydan çıkarılan çok önemli nasihat ve dersler niteliğindedir.
Mehmet Akif Özdoğan
SAMER