Yol gösteren, mürşid. Tefsir hocasının önünde oturmadan tefsir. Fıkıh hocasının önünde oturmadan fıkıh. Nahiv hocasının önünde oturmadan nahiv. Tıp hocasının önünde oturmadan tıp, öğrenilemeyeceği gibi, “sürekli Allah huzurunda olma” (ihsan) şuurunun eğitimini verecek bir tasavvuf hocasının önüne oturmadan da, tasavvuf öğrenilmez. Özellikle tasavvuf; kitap ve laf ile değil, “hal arzı”, ile öğrenilmesi gerektiği için, roman okur gibi okuma, taklid boyutundan öte bir fayda sağlamaz. Tahkik gerek, tahkik gerek, tahkik gerek…
Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz: Yol, iz, usûl, metot bilmeyene uymamak gerek, zira hedefe ulaştıramaz. Yaklaşık bu manada olmak üzere, şu atasözleri de kullanılır: “kılavuzsuz Kabe’ye bile varılmaz”, “kılavuzsuz menzil (yol) alınmaz”, “Kuş bile kılavuzsuz olmaz”.
Hacca vardım der isen
Kande vardın hacca sen
Kılavuzsuz kuş uçmaz
Bunca dağ u dereden.
Kaygusuz Abdal